24 Kasım 2011 Perşembe

Hastalıktan dökülüyorum

Ev sıcak, dışarısı soğuk derken, sonunda salya sümük nezle oldum. Dün akşamı zor ettim,hem boğazım yanıyordu, hem ateşim vardı, hem de nezle akıntım başlamamış olduğu için başım çatlıyordu. Bol bol C vitamini ile günü geçirdim.
Doktorumuz Aylin hanımın önerileri: sürekli ellerini yıka, dezenfekte et, evde maske tak, sürekli Zeyno'nun odasını değiştir, çıktığı odayı havalandır. Öksürük başlarsa dikkatli ol, hastaneye getirmen gerekebilir. Dediklerine harfiyen uyuyorum, ayrıca kendimi iyi etmek için de bol bol C vitamini depoluyorum. Ihlamur, zencefil, tarçın, elma, portakal kaynattım, bal koyup bardak bardak içiyorum.

Dün gece daha da kötüleyince bugün babamızı işe göndermedik, Zeyno babası ile mutlu mesut bir gün geçiriyor, ben de onları uzaktan izliyorum.


Küvette yıkanmaca

Zeyno doğdu, 10. günde göbeği düştü. Sonra bizi bir telaş aldı, bu küçücük şeyi nasıl yıkayacağız diye. Zavalla Caviş'i de bir panik aldı, ya ben sizi küçükken hiç yıkamadım ki hep Hüsniye teyzeniz yıkardı diye.

Bunun üzerine çağırdık Ayda teyzeyi, Ayda teyze Zeyno'yu akan suyun altında evire çevire bir güzel yıkadı, biz de öğrendik.

İlk 40 gün hep annem yıkadı, tabi sonra o Ankara'ya dönünce iş başa düştü, başladım Zeyno'yu yıkamaya.

Ama Zeyno artık çok hareketlendi, bu yüzden her banyoda korkuyorum ya onu düşürürsem diye.

Bu hafta Ayşegül abla, Zeyno'yu ilk defa kuvette yıkadı, ben de onu güzelce izledim. Tabi en sonunda yine akan suyun altında suya bir tutmak gerekiyor ama sanırım bu şekilde daha kolay olacak Zeyno'yu yıkamak.



Kılıç Ailesi ile Hidiv Kasrı'nda güzel bir pazar

Almanya'dan çok sevdiğimiz aile dostlarımız geldi İstanbul'a, 5 gün boyunca onları ağırladık keyifle.

Zeyno'ya harika bir dönence getirmişler, Zeyno mest oldu dönenceye, onunla konuşuyor resmen. Ama dönence 5 dakika çalıyor sonra susuyor, 6 tane şarkı var içinde, diğer şarkıya geçirmek için tekrar başlatmak gerekiyor, tabi benim sabırsız kızım hemen sinirleniyor, ağlamaya başlıyor, ayıcıkların dönmesi durunca :)

Sevgili Kılıç ailesi ile pazar günü güzel bir brunch yapmak için Hidiv Kasrı'na gittik. Tabi biz sallana sallana evden çıktığımız için neredeyse kaçırıyorduk brunchı. Neyseki son 1 saatine yetiştik ve herşeyin tadına bakabildik.

Oyuncakları keşfediyoruz

Zeyno doğduğundan beri onu oyuncaklar ile tanıştırmaya, algısını artırmaya çalışıyoruz.

Doğduğunda önce Ayda'dan aldığımız siyah beyaz kartları gösterdik sürekli Zeyno'ya. Ayda'nın Amerika'dan getirdiği bu kartlar, Zeyno'nun epey dikkatini çekiyordu. Gözlerini açıp "aaaaaaa" nidaları eşliğinde izliyordu kartları, tabi en fazla 5 dakika sonra sıkılıyordu.

Arada bir mama sandalyesinin üzerindeki oyuncaklar ile oynatmaya çalışıyordum ama Zeyno bunlardan sadece korkuyordu.

Babamız bir Hollanda seyahati esnasında Zeyno'ya oranın meşhur uyku arkadaşı Miffy'den almıştı, onu da sürekli yatağında tutuyordum ama Zeyno onun da pek farkında değildi.

Zeyno'nun son zamanlarda etrafa ilgisi bir hayli arttı. Sabahları uyandığında soluna doğru dönüp Miffy ile sohbet ediyor,ona gülüyor.

Ayrıca gün içerisinde de hem babaannesi hem de Eda teyzesi ile Doğa ablasının almış olduğu titreyen çıngırak ile bir hayli ilgilenmeye başladı. Bu zürafanın ayaklarını tutmaya çalışıyor, çıkan hışırtılar çok ama çok hoşuna gidiyor.

Şeref dede ile sohbet

Zeyno günden güne büyüyor. Ona sürekli tulum giydiriyorum ama arada bir dayanamayıp pantolan ve bluz giydirdiğim de oluyor. Zeyno'cum ayağında Ece teyzesinin Ralph Lauren'den aldığı spor ayakkabıları ile Şefer dedesi ve Nurcan annesine gitti bu hafta içinde.

Ve bir güzel sohbet ettiler dede-torun.



Tosun Efe ile Çiroz Zeyno Alanya'da

Güzel dostlarımız Yaman'lar ile güzel mi güzel bir bayram tatili geçirdik Alanya'da.
Tosunum Efe, epey büyümüş, onu ilk defa 3 hafta görmedim. Resmen anlamlı bakmaya başlamış artık, ve çok güzel gülmeye başlamış.
















Eve döndük

Uzun mu uzun önce Ankara sonra Alanya tatilimizden sonra sonunda evimize döndük.

Sevgili Duygu ve Altan'ın hediyesi mama sandalyesi ile sonunda barıştık.
Ankara'ya gitmeden önce mama sandalyesinin ana kucağından hiçbirşey anlamıyordu, hele bir de üzerindeki inek ses çıkarınca resmen korkuyordu, ama tatilden döndüğümüzden beri bu sandalyede artık biraz yatmaya ve ineğin suratını incelemye başladı.

Hatta öyle ki annesi ile sohbet bile ediyor artık :)

Zeyno ensesinden gıdıklanıyor :)

Son zamanlarda en büyük eğlencemiz Zeyno'ya kahkaha attırmaya çalışmak. Gülüyor mu ağlıyor mu belli olmayan bir şekilde kahkaha atıyor canım kızım.

ve dün akşam Zeyno'yu güldürmeye çalışırken, onun ensesinden gıdıklandığını keşfettim.

bundan sonra yeni eğlencemiz belli oldu :)
ama çok uzatınca hemen yaygarayı koparıyor tabiki

Alanya günlerimiz-Eline Sağlık Altan baba

Alanya'da güzel mi güzel bir 10 gün geçirdik. İstanbul'a geleli neredeyse 2 hafta oldu, ama hala o sıcacık kumlar aklımda.

Alanya'nın güneşli ve güzel günlerinden sonra, İstanbul'un kapalı ve yağmurlu havası hiç ama hiç çekilmiyor.

Sevgili Altan babanın objektifinden çekirdek Yağcı ailesi ve Alanya'daki son deniz günümüz :(

Sevgili sıcak kumlar, önümüzdeki yaza, kovamızı küreğimizi alıp geleceğiz, bekle bizi,,,









7 Kasım 2011 Pazartesi

Bayram Şekerimiz

Bugün Kurban bayramının 2. günü. Zeyno'nun 2. bayramı bu.

Şeker bayramında Zeyno ile ilk günlerimizi yaşıyorduk, henüz tam alışamamıştık birbirimize. Zeyno ya uyuyordu ya da sürekli ağlıyordu. Bu bayram ise tam bir bayram şekeri oldu Zeyno'cum, herkese gülücükler saçıyor. Özellikle sabahları ilk bir iki saat tadından yenmiyor :)

Şansımıza hava çok güzel gidiyor. Sıcaklık her gün biraz daha artıyor. Şimdi denize gideceğiz.

Nice mutlu, sağlıklı,huzurlu, sevgi dolu bayramlara,,,



KIYAFETİMİZ HER ZAMAN Kİ GİBİ BİRAZ BÜYÜK OLDU :))



Anneannesi ile sürekli sohbet ediyor Zeyno :)))




 Zeyno'yu uyutup çiğköfte keyfi yaptık. Bakalım annesi gibi o da sevecek mi çiğköfteyi ileride :)

5 Kasım 2011 Cumartesi

Zeyno ile sohbet

Sahil Sefası


Bugün hava çok güzel, İstanbul'un soğuk günlerinin aksine Alanya'da güneşler içinde bir Kasım yaşıyoruz. D vitamini alabilmek için deniz kenarına gittik bugün ve Zeyno'yu biraz güneşlendirdik.

Buarada Zeyno her geçen gün büyüdüğünü yeni birşeyle gösteriyor bize. Doğduğunda pusetinin içine gömülüyor hiç rahat etmiyordu.Biz de e-bebekten puset içine yerleştirilen sünger yükselticilerden almıştık ve 2,5 aydır onu kullanıyorduk. Bugün yükselticiyi çıkarttık. Zeyno artık pusetin hakkını vermeye başladı :)

 

3 Kasım 2011 Perşembe

Zeyno'yu mıncıklamayı özleyenler için :)



Alanya günlerimiz

Salı günü yaklaşık 14 günlük tatilimizi geçirmek için Alanya'da ki yazlık evimize geldik. Dün hava biraz serindi ama bugün denize girebildim. Cesaret edip Zeyno'yu götüremedim, haftasonu babamız geldiğinde onu sahile götürmeyi düşünüyorum.

Zeyno burada da yoğun ilgiyle karşılaşıyor ve günleri çok güzel geçiyor :))

Alanya günlerimizden bazı kareler:







2 Kasım 2011 Çarşamba

Ankara'ya dair

Ankara günlerimiz sona erdi, Ankara'da mutlu-mesut 2 hafta geçirdik. Ben dinlendim, kendime geldim. Zeyno'ya bakmak çok keyifli ama bir o kadar da yorucu. Bu zevkli görevi ev halkı ile paylaşmak,Zeyno'yu sabahın köründe önce Ceroş'a sonra da babama satmak ve uykuya devam edebilmek gerçekten güzeldi.

Zeyno Ankara'da çok önemli iki şey öğrendi:

1) Doyduğu ve daha fazla istemediği zaman diliyle biberonu itmeyi :)
2) Elinin çok lezzetli ve emilebibilen birşey olduğunu :)

Bu iki öğrendiği kavram üzerine Alanya'da yazlık evimizde kendini geliştirmeye devam edeceğine canı gönülden inanıyorum :)))

Güzel Ankara anılarımızdan kareler:

Çocuk bademdir, torun badem içidir, torun çocuğu bademin içinin içidir diyen büyük dedesi ve babaannesi ile;



Kuzen Esra ve Şermin yengesi ile;


Dedesi ve anneannesi ile;


Annesi ile :))


Ceroş'u ile




Zeyno'nun eli çok tatlı :)