29 Kasım 2012 Perşembe

Kaka basketttt

Biliyorum henuz cok erken ama dayanamayıp Zeyno'ya lazımlık almıştım. Bazı kitaplar 2 yaşından önce hiç denenmemesi gerektiğini söylüyordu, bazıları ise yavaş yavaş alıştırmayı deneyin ama asla zorlamayın.

Koçtaşta görünce dayanamadım,üzerinde kurbağalar olan lazımlığı, eve gelip hemen soydum kuzuyu oturttum klozete, çok eğlendi kaka kaka deyip durdu ama tık yok tabi, sonrasında her yemekten sonra bezini çıkarıp oturtmaya başladık Zeyno'yu 1 haftadır. Bugün ben işteyken, aradı beni N. hanım, müjdemi isterim diye, Zeyno öğle yemeğini yiyip 'kaka kaka' nidaları ile banyonun yolunu tutmuş, soyup oturtmuş N. hanım, iki ıkınma bir tıkınma hooooopp bingo kakayı yapmış kuzu tuvalete, sonrada eğilip uzun uzun seyretmiş şaheserini ;)

Helal olsun sana pepeeee,zeyno sayende kakayı baskete atmayı başardı

Çişimiz tuvalete, kakamız tuvalete, artık kimse yapmayacak altındaki beze,
Bezleri attık, külotlar giydik, işte şimdi hepimiz tuvaleti öğrendik....


video'daki "doydum"lara özellikle dikkat edelim lütfen :) ıkınma çalışmalarımız :)

28 Kasım 2012 Çarşamba

Adım adım ile büyüyecek Zeyno

Adım adım, eğlenceli eğitim, planlı gelişim serisi ile Duygu teyze tanıştırdı bizi. Efe'ye her ay aldığı setleri bir sonraki ay bizimle paylaştı sağolsun. Ama biz kullanıp geri veremedik kitapları, çünkü Zeyno elinden düşürmüyor, sabahtan akşama 'oku oku' diye geziyor. Sonunda 15. Ay itibari ile bizde üye olduk bu kitaplara, artık her ay kapımıza gelecek kitapları heyecanla bekleyeceğiz.

15. Ay kutumuzu kargodan aldık, heyecanla açtık. Alah'ım koliyi açmak bile bir heyecan bir heyecan. İçinden neler neler çıktı;
15 ay bebeğin gelişim kitabı, oynanacak oyunlar, oyunların oynanması için gereken alet edavatlar( yani oyuncaklar)
15 aylık bebek için yemek tarifleri
Buarada internet sitesinden de girip ay ay şarkı ve tekerlemeler dinlenebiliyor.

kitap 4'e ayrılıyor, bebegi zihinsel, dil, motor ve duygusal yönden geliştirici yönde oyunlar var.
Bu ayın konusu 'sevdiğim yiyecekler', bu konu ile ilgili bir de sert sayfalı bir kitap göndermişler.

Bu ay bebişkonun;
Zihinsel olarak;
Adı söylendiğinde kendini gostermesi
Aynı nesneleri eşleyebilmesi(bunun için hem kitapta benzerini bulma oyunu var, hem de benim Zeyno'ya daha öncdeden almış olduğum tethys eşleştirme kartları var, ama bizim kuzu da dikkat eksiği var, kesinlikle odaklanmıyor, hemen sıkılıyor)
Eşyaları amacına uygun kullanması bekleniyormuş( dişlerini fırçalıyor, tarağı saçına götürüyor kuzucuk)

Dil gelişimi olarak;
5-10 kelimelik bir dagarcık ( baba, dede, meme, anne, oku, bebek, pepee, ver, su,baybay,miyama, mööö)
Sorulduğunda bir vucut parcasını göstermesi( kulak,saç,dil,göbek,göz,burunu gösteriyor kuzu)
'ver'dendiğinde istediği nesneyi vermeli ( canı isterse) :)

Motor gelişimi olarak;
Yere eğilip nesneleri alması
Elleri ile yemek yemesi
İki küp ile kule yapması bekleniyormuş( zeyno kule yapmıor, ama çok güzel yıkıyor) :)


Duygusal gelişim olarak;
İlgi odağı olmayı seviyormuş( evet kesinlikle böyle, başka çocuğu kucağımda görmek istemiyor)
Farklı yetişkinlere, farklı davranabiliyormuş ( dedeyi seviyor, dayıyı işe düşerse seviyor)
Henüz rüya ve gerçek arasındaki farkı tam olarak anlayamadığı için rüyalar onu korkutabilirmiş ( bazen ağlayarak uyanıp öyle bir sarılıyor ki kuzucuk)

Velhasıl kelam çok ama çok mutluyuz adım adım ile, sağolasın Duygu teyze :)

Www.adimadim.com








25 Kasım 2012 Pazar

Hayatımın anlamları

Bu satırları şuanda bulunduğum Kopenhag'daki otelimden yazıyorum. Şirketimin bir eğitimi için buradayım, 44 saat önce iki(!) kuzumu da öpüp koklayıp yollara düştüm,Lego'nun başkenti Kopenhag'a geldim.
Daha kavuşmamıza 2 gün var, sizi çok ama çok özledim.Siz benim hayatımın anlamı, en kıymetli hazinemsiniz, sizi çok ama çok seviyorum.

Ps: bugün skype'da konuştuk ama küçük kuzu bana hiç yüz vermedi :(
Eyyyyy küçük kuzu duy beni,senin için aldığım o cânım legoları götürüp miyamalara veririm, legosuz kalırsın :)



Bir dakika yerinde durma e mi? :)

Zeyno'ya dair en mutlu olduğum olaylardan biri kuzunun akşam 9'u görmeden uyuya kalması. Malum bu konuda ne ferber işe yaradı ne easy yöntemi, biz de kendi yöntemimizi bulduk, şöyle ki;
Mutlaka yatağında yatıyor, ağzında emzik oluyor,ancak uyuyana kadar onu yanlız bırakmıyorum.zaten eğer uykuya dalmadan odadan çıkarsam ağlamaya başlıyor ve bu güvensiz hareketimin yüzünden tekrar uykuya dalması epey zaman alıyor, o yüzden o uyuduktan sonra 5-10 dakika daha odada sessizce oturmaya devam ediyorum.
Mesele uyuması değil sabahın köründe uyanması ve gün boyunca bir daha yer görmeyen kıçı :) (öğlen 1,nadiren - eğer şanslıysak 2 saat süren uykusu dışında kesinlikle bir an olsun durmuyor)
Ama olsun kuzu dediğin böyle olur, ben senden razıyım dünya tatlısı kızım benim :)



Zeyno@shopping :)

Bir zaman önce ma-aile bir alışveriş merkezine alış verişe gitmiştik, Zeyno'nun süper kareleri vardı,arşivimizde yerini alsınn istedim :)



Kuzu her zamanki gibi hemen gidip emziklere yapıştı, anasını bir gün bile emmeyen insan evladı, o emzik denen canavarı 15 aydır şapur şupur emiyor :(
Buarada pantolonun üstündeki bluzde mağazanın malı, henüz etiketi ile duruyor,ama çok beğenip aldık :)



13 Kasım 2012 Salı

Yeni incilerimiz :)

-Zeyno inekler ne diyor?
- mööö
- kuzular?
-meeeee
- annecim unuttum horoz nasıl yapıyor?
- uuuuuuu (ağzını görmek lazım)
- sen bana kediyi söyle kızım
- miyamaaaa
- tavşanlar napıyo kızım?
Zıplamaya başlıyor
- kuşlar napıyor?
Ellerini iki yana açıp kanat çırpıyor
-Zeynep acıktın mı?
eger hayır ise kafa hayır anlamında sallanıyor, evet ise dilini çıkarıp yalanıyor :)

-tuuuu tuu (su demek oluyor)
-okuuu (kitabı getirip sana veriyor, okumayınca kızıyor, veya güzel okumazsan alıp babasına veriyor veya sadece ikimizsek başka kitap getiriyor)
-eee eee veya memeee (uykusu gelince kafayı yere koyup eeee'lemeye başlıyor)
- bay bay veya beybay
-anneeee
-baba
-Tv'yi görünce 'pepeeeeee'
-Telefon çalınca 'dedeeeee' diyor.

Çok güzel fıstık yapıyor,o küçücük elleriyle :)
Her çalan müziğe oynuyor:)
Eğer kendince iyi birşey yaparsa kendini alkışlıyor;
-bardaktan dökmeden su içebilmek
- yemeğini bitirmek
- legoları birbirine takmak
-şekilleri kutunun içine atmak
- sepetini toplamak (topluyor alkış yapıyor, sonra sepeti dağıtıyor) :)

Dr.Zekai amcamız

Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine epeydir ismini duyduğum Zekai Dinçer'e gittik Cuma günü,,,
Tam 1,5 saat muayene etti kuzuyu, hamileliğimden başladı doğumdan bugüne kadar bütün hikayeyi dinledi bizden, uzun uzun notlar aldı, bu kadar ilgili bir doktor görmedim ömrümde, belki de gerçekten dedikleri gibi hastane doktoru ile muayenehane doktoru arasındaki farktır bu.

Havaleye dair epey bilgilendirdi bizi, sonuç olarak Zeyno'ya Acıbadem' de yapılmış olan testlerin uygun olduğu konusunda tatmin etti beni.

Eger insanoğlunun ateşi 2 saat içinde 37'den 40'a yükselirse vücut bunu absorbe edermiş ve birşey olmazmış ancak havale denilen meret ateşin birden bire yükselmesi demek, yani ateş o kadar hızlı yükseliyor ki vucut buna hazırlıksız yakalanıyor ve havale dediğimiz bu kilitlenme durumu yaşanıyormuş.

Normalde bebekler için ateş sınırı 38-38,5 dereceymiş ancak bu sınır bizim için 37,5 olacakmış, ateş ölçerimiz ve ateş düşürücümüz olmadan dışarı adım atmayacakmışız, Zeyno'yu hasta edebileceğimiz her türlü ortamdan uzak duracakmışız,,,Ateşi 37,5 gördüğümüz anda önce calpol, 5-10 dakika sonra düşmezse ibufen verecekmişiz, ateş 40'a yaklaşır ve kitlenme durumu olursa hastaneden bize verdikleri yeşil reçete ile satılan desitin fitili kullanacakmîşız.

Bir de kötü bir gelişme daha oldu, tüm sohbet esnasında Zekai amcası ile gayet iyi anlaşan, ona kitabını verip 'kuu kuuu' ( oku demek oluyor) diyen Zeyno, sıra muayeneye geldi mi ortalığı yıktı, canından can kopar gibi ağladı, adamcağız bile şaşırdı, bundan sonra büyük bir ihtimal her doktor kontrolü böyle ağlayarak geçecek dedi :(

Haberler şimdilik böyle... Bizi izlemeye devam edin,,,

6 Kasım 2012 Salı

Neler oluyor bize, yine neler oluyor kızımmmmm

Korktum, çok korktum dememim üzerinden sadece ama sadece 15 gün geçmişti daha. Havale bizi yine yokladı.
Havalenin üzerinden sadece 5 gün geçti, Zeyno’nun ateşi tekrar yükseldi, ne olduğunu anlayamadık. Acıbadem Maslak’ta aldık soluğu, soğuk algınlığı dediler, Peditus şurupla 5 gün geçirdik. Cumartesi’den itibaren de sadece ama sadece nezlesi oldu.

31 Ekim’i 1 Kasım’a bağlayan gece, Zeyno’nun inlemeleri ile uyandım. Bir de ne göreyim, ateş 38 derece, herhalde yanlış ölçtü etti derken, 5 dakika içinde 39,2 oldu ateşi, hemen Calpol verdim, ama bir yandan titremeler başladı Zeyno’da, tabi bende de panik.

Annem ve kardeşimle beraber soluğu Acıbadem Maslak’ta aldık. Zeynep saat 4 ile sabah 9 arası 4-5 kez, kısa kısa kasıldı, ne olduğunu anlayamadık(daha sonra çocuk nöroloğu bunları da havale kasılması olarak değerlendirdi)
Acıbadem Maslak hastanesinde gece bizden başka acil hasta yoktu, hatta çocuk hasta hiç yoktu, 24 saat çocuk doktoru bulundurmak övünen hastanenin, beyni küçük nöbetçi çocuk doktoru deli etti beni.

Zeynep’in kasılmalarını tarif etmeye çalışıyorum (bunlar birkaç saniye süren, hani şu bebeklikte yaşadığımız more refleksine benzer, ellerin ve ayakların istemsizce korkmuş gibi irkilmesi benzeri şeyler) o anda ağlıyor mu, titriyor mu tarif edin deyip duruyor. Ben de anlatmaya çalışıyorum. Acile geleli 2 saat olmuş, kanı alınmış, damar yolu açılmış durumda.

Sonra bana, cep telefonunuzun kamerası var mı diye sordu, ben de evet dedim gayri ihtiyarı. Bana acaba kameraya mı kaydetseniz o anı acaba dedi. Bu arada hastaneye geleli 2 saat olmuş, ve Zeynep bu küçük atakları hastane de 2 kez geçirmiş durumda. Bende birden deliye döndüm, isterseniz eve gidelim, kamera görüntülerimizi daha sonra sizinle kargo ile paylaşalım dedim J şuanda bizden başka çocuk hasta yok, siz odada dursanız da gözlemleseniz nasıl olur felan diye zırvaladım. Neyse sonunda 7’ye kadar bizi idare etti, sonra odaya sevk etti. Cumartesi akşama kadar hastanede kaldık. Yapılmadık kan testi, idrar testi, boğaz kültürü,akciğer filmi, MR ve EG kalmadı. Yapılan testlerin negatif olmasına sevindik ancak bir yandan lokosit ve CRP’nin yüksek olmasına üzüldük (bunların yüksekliği kanda bir virüs olduğunu söylüyor), ancak bu virüsün ne virisü olduğu bulunamıyor.

Operasyon yok bir şey yok, 3 günlük hastane ziyaretinin faturası 5.500 TL oldu. Burası tam bir ticarethane.
Doktorumuz, çıkmayan sonuçları referans alarak, ve Zeynep’in akciğerlerinde ki hafif doluluğu dikkate alarak, bunun gribal enfeksiyona bağlı bir üst yolunum yolu enfeksiyonu ve dolayısıyla havale olduğunu söyledi, ve hastaneden taburcu olduk.

Hastanede 3 gün damardan verdikleri antibiyotiği, 4 günde iğne olarak devam ediyoruz. Novosef ismindeki bu antibiyotik bir işe yarıyor mu, doğru virüsü yok ediyor mu bilemiyorum. Bu kadar kuvvetli bir antibiyotiği bu 14 aylık bünyeye yüklemek ne kadar doğru onu da bilmiyorum. Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim.

Şimdi alternatif çocuk doktoru ve çocuk nörologu arıyorum. Bu test sonuçları başka doktorlar ile de check etmek istiyorum.

Bu havale bir daha olmasın istiyorum, kuzu bir daha ateşlenmesin istiyorum. Allah’ım ne olur duy sen benim sesimi.