28 Şubat 2014 Cuma

Zeyno ve Beros





Beros ve Zeyno'nun bu fotoğraflarına bayılıyorum...

Bir pazar sabahı misafir ettik komşularımızı, artık büyümüş kuzular, arada bir kavga etseler bile kendi kendilerine epey oynuyorlar ( bazen birlikte, bazen ayrı ayrı) ama biz hiç sık boğaz etmiyolar bizi...

Arada bir de epey sesleri çıkmıyor, öyle anlar kesin fırtına öncesi sessizlik oluyor... 

Bu pozlara bayılıyorum, bence kuzuların birlikte en güzel pozları bunlar...




Tamirci güzeli


Evde bozulan herrşeyi tamir ediyorlar baba kız...

İnci tuncelden mobilya alacaklara duyurulur, tutacakları 2,5 yıl dayanıyor, sonra hepsi boşa dönmeye başlıyor, böyle durumlarda imdada Zara home'in birbirinden güzel tutacakları yetişiyor...


Berk bombası : Gelemem hamur açıcam...

O akşama dair anlatacak neler neler var aslında...

Mikrofon savaşı ile başlayan gece, milyon tane oyuncak dururken pazar malı 20 liralık piyano kavgası ile epey kötü ilerlemişti, ama sonra 'biz odamıza gidiyoruz siz sakın gelmeyin' cümleleri ile devam etti (aman Allahım kızlı erkekli aynı evin içinde hem de aynı odaya gittiler) :)))
Masanın altında saklanma oyunu (kimse onları bulmayacakmış)
Süt içme yarışları ( sütünü bitirmeyen Berki ispiyonlayan Zeyno)
Aynı anda yapılan kaka savaşları, ve akabinde boklu bezi verirsin vermezsin kavgaları
Rekor uyumama akşamı ( gece 1'e kadar oturdu)

Ve akşamın en bomba diyalogu

Zeyno: Berk gel, göbeğime yat
Berk: Gelemem hamur açıcam :)))

Valla bu Berk'i alan yaşadı, elinden gelmeyen iş yok, babasına çekmiş herhalde :))
Bizim Zeyno'da erkekleri bu yaşta göbeğine yatırmaya başlarsa sonra işimiz var valla ama ne yapalım, bu jenerasyona baskı yapılmaya gelmez, kaçar evden alimallah tası tarağı toplayıp :)))




Binbir surat Zeyno



En sevdiği şeylerden biri poz vermek sonra da poza bakmak, bu binbir surat halllerini çekmeye de yayınlamaya da doyamıyorun...


26 Şubat 2014 Çarşamba

Unutulmasın diyalogları

Yazmadığım hergün çok üzülüyorum çünkü gerçekten son derece bomba son zamanlarda, aklıma gelen bazı unutulmasın diyalogları


Zeyno: anne otur kooşmamız lazım (banyo da duşakabin önündeyiz)
Annesi: dinliyorum Zeyno
Zeyno: biz bir kabahat ettik :) ( kabahattttttt?????)
Annesi: alla alla nedir o?
Zeyno: yaptığımız anlaşmayı bozmamız lazım
Annesi: hangi anlaşma Zeyno
Zeyno: yok yok kabahat ettik biz :)))))

Xxxxxxxxxxxxx

anne ikimizin saçı var, babamın yokkkkkk
(sonunda çocuk bile farkına vardı) :)

Xxxxxxxxxxxxxxxx

Evde tokamızı çıkarıyoruz (saçını toplayabilene aşk olsun, ama neyse en azından sokağa çıkarken toka taktırıyor kafasına)

Xxxxxxxxxxxxxxxxxx

Annesi: Zeyno yarın okula gidelim mi? (malum birkaç ay ara verdik okula, evdeyiz buara)
Zeyno: Anne gidemem, çok ödevim var.... (bu çocuğun bu tembelliği kime çekmiş acaba?) :))

Xxxxxxxxxxxxxxxxxx

Evin bir kuralı var, Zeyno ağlarsa istediği kesinlikle yapılmıyor, ağlaması bitene kadar bekleniyor, sonra ne isterse yapılıyor..

Zeyno'dan bomba, anne şimdi ben bunu istedim,ama ağlamayım, o zaman yapmazsın :))) ( oleyyyyy, kodlamayı yaptık sonunda)

Xxxxxxxxxxxxxx


Her akşam yatma öncesi monolog

Baba sen otur,anne sen git süt yap, çikolalalı olsun..


Xxxxxxxxxxx

Anne ben şimdi, resimleri bilicem, sen aferim diyeceksin :)))

Xxxxxxxxx

Father fingır father fingır, ve ar yu, hiy ay am hiy ay am, hov du yu du? 
( doğrusu: father finger fathet finger, where are you, here I am here I am, how do you do?) 

Xxxxxxxxxx

Happy yenge, happy miz, ( sonra alkış yapıyor)
( doğrusu: if you are happy and you know it, clap your hands) :))

Xxxxxxxxxx

Anne ben pandalı film çıkınca korkarım sana veririmmmm

( birgün, ipadde youtube'a girmiş, açılan ekranda pandaların olduğu birşey görüp basmış, bir panda diğerini ısırıyormuş, aklı çıkmış tabi, neyse ders oldu şimdi bana veriyor anne aç diyor)

Xxxxxxxxxxx

Anne ben kakamı bezime yapıcam, üzüleceksin!!!! ( domuz velet, acısını çıkarıcam o boklu bezlerin ileride ben)

Xxxxxxxxxxxxx

Anne o surat ne öyle? :)))

Xxxxxxxxxxxxxxxx

Uyku için yatağına bırakıyorum, aramızda neredeyse her akşam geçen diyalog:

Zeyno: anneeeee, ben seni çok seviyorum, o yüzden seninle yatıcam
Annesi: Zeyno ben de seni seviyorum, ama senin yatağın orası
Zeyno: anneeeeeeeeeeee (ağlamalar), uyuyamadım, korkarım....
Annesi: Zeyno ışık açık, ben burdayım (kapıda oturuyorum zaten, uyuyana kadar)
Zeyno: Anne uyuyamam, kaka yaptım (bazen yalan bazen ciddi, eğer ciddi ise yandık, 15 dakika oyalanıyoruz, bezini vermiyor, tuvalete yapıcam diyor, sonra tuvalette sohbet ediyoruz, sonra dişini fırçalamak istiyor, vesaire vesaire....)
 
Xxxxxxxxxxxx

Telefonla konuşmayı hiç sevmiyor, evde 1 dakika susmayan çocuk teşefomda 1 dakika konuşmuyor

Bağırıp duruyor, koooşumammmmmm şimdi kouşamammmm

Dün telefona istedim onu yine, içerden bağırıypr bana, 
Köfte yiyorum, koouşamammm, köfte yerken kooşulmaz :)))
 

14 Şubat 2014 Cuma

Şeker hamurundan cupcake

Şeker hamurundan kurabiye olur da cupcake olmaz mı, onlar da burada...

Ama cupcake'in tadını çok sevmediğim için onu yazmayacağım, kendim daha güzel tarif bulacağım, onu yapacağım...


Şeker hamuru kurabiyelerim....




Buara şeker hamuruna kafayı taktım, bu işi yapmayı öğreneceğim, sevdiklerime yapıp yapıp götüreceğim...

Önceki hafta bir kursa gittim, şeker hamurundan kurabiye yapmayı öğrendim. Unutmayayım diye yazıyorum tarifini....

·        220 gr tuzsuz terayağ (pakette tuzsuz diye yazıyormuş, marketlerde varmış). (terayağ yerine margarin olmaz) (şöyle diyim, bizim yediğimiz tereyağlar sarı olur ya, bu resmen beyazdı)

·        220 gr pudra şekeri (pudra şekeri yerine şeker olmaz)

·        1 yumurta

·        440 gr un (eğer kurabiye yazın yapılacaksa, 10 gr daha un koyulabilirmiş, sıcaktan hamurun toplanması için)

·        1 paket (5ml oluyormuş için) vanilin/vanilya (vanilya yerine damla sakızı konulabilirmiş, ölçüsü yine 5ml olacakmış) (kakaolu yapılmak istenirse 1 paket 25gr kakao koyulacakmış, o zaman un 220 gr olacakmış)

Malzemeleri mutfak tartısında ölçerek kullandık, malzemelerin gramları gerçekten önemliymiş, aksi halde tutmuyormuş tarif.

Ø        Fırını 165 dereceye ayarla, ısıtmaya başla

Ø        Tüm malzeme karıştırılacak, en son un azar azar koyulacak, önce ele yapışan bir hamur oluyor, sonra kendini topluyor. (5 dakikada yoğruluyor)

Ø        Bu tarifle kalıba göre 35-40 tane kurabiye çıkıyor

Ø        Hamuru hiç bekletmeye gerek yok, buzdolabına falan koyulmuyor, o zaman terayağ donarmış.

Ø        Hamuru yağlı kağıdın üzerinde açın dedi (tezgaha yapışmasın diye) (hamuru açarken, öyle unlamak felan yok)

Ø        Bildiğimiz merdane ile açtık

Ø        Yüksekliği 0,5 cm oldu (bunun için çıtalar kullandık, ama siz evde göz kararı yaparsınız, önemli olan düz bir hamur olması,  girintili çıkıntılı bir hamur olmasın, bir de çok kalın olmasın)

Ø        Hamuru açarken üzerinde gözenekler olabilir, onlar tereyağından oluyor, önemli değil (pişince kapanıyor)

Ø        Kalıplar ile kes, tepsiye diz, fırının gücüne göre 5-10 dakikada pişiyor (kenarları kızarmaya, altın rengi almaya başlayınca olmuş demektir)

Ø        Tepsiden çıkan kurabiyeleri, alıp soğuk bir yere koymak lazımmış, yoksa kurabiye genişlemeye devam edermiş (o zaman kurabiye büyür, şeker hamurundan yapılan kalıp küçük kalır)

Ø        Eğer kurabiyelere çubuk takayım diyorsan (lolipop modeli), fırına sokmadan önce değil, fırından çıkar çıkmaz takılacakmış (biz taktık, fırından çıkınca kurabiye hala biraz yumuşak olduğu için giriyor içine, ama hemen takmak gerekiyor, yoksa kurabiye soğurken sertleşiyormuş).

Ø        Şeker hamuru için, Şeker&sugar adında bir şeker hamuru kullandık (çok marka denemişler, en iyisi buymuş) (Eminönü'nde satılıyormuş, Türk markasıymış, pek çoğu çinden geliyormuş, ve boyası eline çıkıyormuş, biz yaparken hiç boya felan olmadı ellerim) (kilosu 12,5 TL imiş)

Ø        Şeker hamuru buzdolabına koyulmuyormuş, serin ve kuru yerde 1 yıl muhafaza edilebilirmiş (Kullanmadığın zaman sertleşebilir, elinde birkaç dakika yoğurunca yumuşuyor, yumuşatayım diye su felan koyma, erirmiş) :).

Ø        Şeker hamurundan yaptığın şekilleri yapıştırmak için su ve fırça kullan (bal-pekmez felan gereksiz, zaten elinin sıcağından bile şekiller birbirine yapışıyor).

Birkaç tane kalıp, birkaç tane şekil yetiyor aslında. .. olay tamamen küçük kalıpların olması, aksi halde hamurun üzerinde kendin yaprak-kalp-çiçek yapmalısın. Eminönü'nde bu kalıplarda satılıyormuş  (adı kopat, 3-6 tanesi 10 TL felan,beyaz, plastik,http://barmar.com.tr/urunler/pasta-ve-kurabiye-ekipmanlari/el-ekipmanlari/basmali-kopatlar/531/kalp-basmali-kopat-set-3-lu).

Vatana millete hayırlı olsun...



5 Şubat 2014 Çarşamba

Zeyno halleri

Bu akşam işten çıkıp eve geldik, Cem dayı evdeki yemeği beğenmedi, hadi dedik çıkalım dışarı, apar topar hazırlandık, Zeyno çok mutlu oldu dışarı çıkacağız diye, evde çok bunaldı cidden, normalde 1 saatte giydirebildiğimiz kuzu, 5 dakikada giyinip hazırlandı...

Anne çizmeleri giyerse, anne olurmuş, zorla ikna ettik kendi botlarını giysin diye...



Sonra çıktık dışarı, aaaaa anne karanlık uyuycak mıyım diye sordu, canım kızım benim, biz ne dersek doğru kabul ediyor, kazıyor kafasına... Yok dedim uyumayacaksın... :))

Epeydir gidelim bir deneyelim dediğimiz Leventteki Kiliza'ya gittik, bir daha gitmeyiz, hiç beğenmedik, servis yavaştı, ve yemekler lezzetsizdi... 
Yavaş servisi bekleme süresince Zeyno çok sıkıldı tabi, ve ne yazık ki hiç sevmediğimiz şeyi  yaptık, eline ipad'i verdik yine, yaaa bu çocukları ipadsiz oyalamanın bir yolu var mı acaba??? Bir de bu restoranlar neden çocuk oyun alanı yapmazlar ki :(


2 Şubat 2014 Pazar

Uyumayı sevmiyoruz buaralar...

Uyku ile arası yok buara, niyeyse Adapazarına geldiğimizden beri sabah erken kalkıyor, öğlen ya uyumuyor ya geç uyuyor , akşam uyuyana kadar canmıza okuyor...

Bu akşam babası ile uyku diyalogu

Babası:hadi kızım yat artık
Zeyno: baba uyumayalım
Babası: ver o zaman emziği
Ayakta başlıyor dikilmeye, 10 dakika sonra
Zeyno: baba hadi kalkalım, uykuyu sevmiyorum, ben yatmıycam
Babası: zryno bak biraz daha devam edersen, ben içeri gidicem sen burada kalkacaksın
Zeyno: tamam tamam gitme, yatmıycam yatmıycam demiycem, bugün yatıcam, rüyamda arkadaşlarımı görücem :)))