30 Ekim 2011 Pazar

Aşı olduk biz

27.10.2011 günü Ankara'da 2.ayla ilgili 4 aşımızı olduk.

Sabah saat 9'da Yıldız mahallesindeki aile sağlık ocağına gittik ve verem,5'li karma ve pnomokok aşılarımızı olduk.

Zeynep güne her zaman ki gibi neşeyle başlamıştı, hatta öyle ki sağlık ocağındaki tüm hemşireleri bizim odamıza toplamayı başardı. Bacaklarındaki pantalonu çıkarırken ve omzunu açarken oyun oynuyoruz zannetti ama omzuna giren iğneyi hissetmesiyle ortalığı yıktı.






Akşamüstü de Güven hastanesine gidip Zeynoş'un rota aşısını yaptırdık. Rota ağızdan alınan bir ilaç, Zeynoş tadını çok sevdi, yalandı durdu :)

Hastanede ateşi 38,3'e çıkınca hemen Calpol verdiler, Zeyno Calpol'ün de tadını da çok sevdi ve yine  yalandı durdu :)

Ateşi akşam 8 civarında düştü, arada bir tekrar çıktı.Zeynep aşının ve Calpol'ün etkisi ile pelte gibi bir gece geçirdi, arada bir inleyerek uyanı, ben ise gece boyu saat başı kalkıp ateşini ölçtüm, 37 derecenin üstüne çıkınca soydum, düşünce giydirdim.

Zeyno babaannem ile dertleşirken :)

Ailem Zeyno ile tanışıyor

Ankara günlerimiz çok yoğun geçiyor.

Benim çok kalabalık bir ailem var. Annemler 8 kardeşler, babamlar ise 4. Şimdi bu kalabalık aileye bir de eşimin ailesi eklendi. Öyle ki, 2006 yılında nişanımız bizim evimizde olmuştu ve sadece 1. derece yakın akrabalarımızın toplamı 90 kişiydi (65'i benim ailemdi :) ), yani öyle ki sırf 27 tane kuzenim var :) Ama çok seviyorum kalabalık bir ailede olmayı. Hiç sıkılmıyorsunuz.

Zeyno'nun dün akşam ki ziyaretçileri bir tanecik Emmim ile yengemdi. Zeyno'nun akşam 8'den gece 12'ye kadar kesintisiz uyuyacağı tuttuğu için ne yazık ki onu mıncıklayamadan sevdiler.

Bugün de teyzelemerim gelecekler Zeyno ile tanışmak için.

Bakalım Ankara'da neler neler yapacağız daha...

Ankara Ankara güzel Ankara

15 Ekim Cumartesi günü Ankara'ya geldik.

İstanbul'un buz gibi soğuk havasının aksine Ankara'da hava günlük güneşlikti. Ankara'ya gelirken, önce biricik kocacığımın memleketi, Ankara'nın başkenti (!) şanlı Güdül'e uğradık. Keşenöz'den (asıl adı Yeşilöz olup, tüm Güdüllülerin Keşenöz diye telaffuz ettiği yer) iniverdik Güdül'e, ifademizi veriverdik müdüre :)

Gonağın(!) önü çeşmesinin önünden eski mahallede küçük bir tur atıp, önce babaannemizi sonra da anneannemizi ziyaret ettik.

Anneanne artık çok yaşlı, bizi gördüğüne çok sevindi, geldiğimiz için çok kıvandı :) Çocuklar gibi sürekli el çırptı.

Pazar günü akşam ise, Ankara'da benim babaanemi ziyaret ettik. Babaannem çok duygulandı, bu hem annesinin hem dedesinin pabucunu dama atıı dedi, bir kalemde sildi attı bizi.

İstanbul güzel memleket ama Ankara bir başka benim için. Hayatımın tam 26 yılının geçtiği güzel memleketim benim...


H&M Baby

Eskiden kendime alış-veriş yapmaya bayılırdım, şimdi işim gücüm Zeyno'yu giydirmek. Zeyno daha doğmadan (5,5 aylık hamileyken) Amerika'ya gittik ve 1 yıllık alış-verişinin tamamını yaptık. Amerika gerçekten alış-veriş cenneti bir yer.

1 yıllık alış-verişini yaptık diyorum ama ihtiyaç biter mi, yada biz kadın milleti için ihtiyaç biter mi demeli :)

En son keşfim H&M Baby. Belki daha önce gelmiştir ama ben bugün fark ettim ki, H&M Baby Türkiye'ye gelmiş.

H&M'in stilini-tarzını çok severim ben. Daha Türkiye'ye gelmeden önce de yurt dışında gördüğüm yerlerde mutlaka uğrar alış-veriş yapardım. Şimdi artık sonunda Türkiye'de ve ben yine sık sık uğruyorum.(uğruyordum demeli aslında, hamile kaldığımdan beri, H&M hamile giyim henüz Türkiye'ye gelmemiş olduğu için-ki bu arada bu sezon hamile giyimi de Türkiye'ye gelmiş-hiç girmedim mağazaya, doğumdan beri de henüz hiç kilo verememiş olduğum için hala alış-veriş yapmıyorum)

Bugün Cepa'da "Sale" yazısını görünce hadi bir bakalım diye girdik içeriye :)

Aman Allah'ım o da ne, kocaman bir baby kısmı var. Hem de 0-1 ay, 1-2 ay- 2-4 ay gibi seçenekler ile. Bu gerçekten bizim için çok önemli, çünkü Zeyno çok minyon bir bebek. 2.ayımıza giriyoruz ama daha yeni 0-3 ay kıyafetler giymeye başladık. Hatta hala bazı 0-3 aylar büyük oluyor bize. Hiç sevmiyorum Zeyno'ya büyük şeyler giydirmeyi.

Bugün 2-4 ay kısmından Zeyno'ya çok tatlı elbise ve gömlekler aldık. Ayrıca bir de yazlık kısmın indirim bölümünden birkaç tane gömlek ve t-shirt aldım.

I love shopping yaaaaaa :)))

2. Mevlüdümüz

Aslında Zeyno 40 günlükken İstanbul'da Nurcan annemin evinde Zeyno için mevlüt okutmuştuk, ancak annem de Ankara'da bir mevlüt okutmak istedi. İyi ki de istemiş, gerçekten çok güzel bir gün geçirdik.



Zuhal ablamız ve Zeyno mevlüt için hazırlanırken,,,

Zeyno hanımın çikolataları,,,
 Zeyno hanımın melekleri,,,

Teyzelerim,annem,halam ve bardak süslerimiz :)))

Çocuk delisi Hülya teyzem ve Zeyno,,,


Annelerim,,,

Deli Ceroşumun muhteşem hediyesi,pastamız,,,

Gördüğüme en sevindiğim insan,canım Güler yengem,,,


Ana-kız bir pozumuz olmadığın tam Zeyno'yu soyarken fark ettim :)))





19 Ekim 2011 Çarşamba

Zeyno ile Tosi'nin Hikayesi

Cumartesi gününden beri Ankara'dayız.

Ankara'daki evimizin bir sahibi var: TOSİ. Çocuklardan nefret ediyor. Daha doğrusu çocuklar onun sağını solunu çekiştirdiği için, onlardan kaçarak uzaklaşıyor. Zaten pek misafirperver olduğu söylenemez. Eve misafir gelince, salona girer, şöyle bir salınır,sonra çıkar yukarı, misafir gidene kadar inmez aşağıya :)

Tosi,ailemize 6 yıl önce 15 günlükken katılmıştı, eve geldiği ilk gün, ben ve annem korkudan koltukların üzerine çıkmıştık, şimdi ise bizimle uyuyor :)

Tosi çok akıllı ve uysal bir kedi, ama kendini sevdirmeyi pek sevmiyor. Ancak onun keyfi olursa, kendi geliyor ve sürtünüyor, beni sev diye. Ama öyle çok muhabbeti de sevmiyor, hemen sıkılıp kaçıyor :)

Cumartesi günü eve Zeyno'nun girmesi ile Tosi'yi bir hüzün kapladı. Evde herkesin ilgi odağı olan bu bücür, Tosi'nin pek hoşuna gitmedi doğrusu. Zeyno evin düzenini bozdu resmen. Oturma odasına park yatağı kuruldu, bir o yana bir bu yana götürüp duruyoruz. Evin içinde hareket eden bu kütle, Tosi'nin çok ilgisini çekiyor.

Tosi'yi, Zeyno ile tanıştırmaya çalışıyorum ama kesinlikle yanaşmıyor Zeynep'e. Kucağımda Zeyno varken gel deyince, kaçarak uzaklaşıyor.

Tosi,anneme çok düşkün, annemi herkesten kıskanıyor. Bu yüzden annemin Zeyno ile ilgilenmesi çok sinirini bozuyor. Bu akşam anneme küs, kesinlikle kendini sevdirmiyor.

Zeyno ile Tosi'nin 15 günde neler yaşayacağını göreceğiz...



Henüz yan-yana bir pozlarını yakalayamadım.Tosi şimdilik Zeyno'ya kesinlikle yaklaşmıyor :))

Yoksa gece uyanmaları bitiyor mu :)

Zeyno doğduğundan beri gündüz uykularını seven bir çocuk değil. Uykuya dalması çok zor oluyor. Genelde iki beslenme arasını hep ayakta geçiriyor, eğer uyursa bile bu 45 dakikayı nadiren geçiyor.

Biberon ile bebeğimi besliyor olmaktan dolayı çok rahatsızım. Ama biberonun kabul etmem gereken tek güzelliği, Zeyno'yu ölçü ile beslediğim için ne kadar süt aldığını takip edebilmem. Zeyno'ya doğduğundan beri Tracy Hogg'un 3 saatlik EASY yöntemini uygulamaya çalışıyorum. Eat kısmında sütümüzü içiyoruz. Aktivitemizi yapıyoruz, Uykuya dalıyoruz (genelde Tracy teyzenin anlattığı kadar kolay olmuyor), sonra da bana 1 saatlik zaman kalıyor (ki orada genelde süt sağıyor oluyorum) :(

Biz Tracy'nin anlattığı 4 saatlik EASY sistemine bir türlü geçemiyoruz, çünkü Zeyno bir seferde 100 ml'den fazla süt içmiyor, ve bu ona en fazla 3 saat yetiyor.

8 Ekim'de doktorumuzu ziyaret ettiğimizde, Aylin hanım artık gece uyanmalarını bırakmanın zamanı geldiğini söyledi (biz Zeyno'nun doğumundan beri, onun ağlamasını beklemeden 3 saatte bir besledik-ki zaten Zeyno çok saatini bilen bir çocuk, eğer uyuyor ise 3 saat, uyanık ise 2,5 saatte bir beslenme ihtiyacı çekiyor), ama gece uyanmalarını bırakabilmek için akşamdan mideyi iyice doldurmak gerekiyor. Ama Zeyno akşamları iştahsız, gündüz içtiğinden daha az süt içebiliyor,(örneğin önce 50 ml, 1 saat sonra 50 ml daha) bu yüzden de gece de 3 saatte bir uyanıyor.

Zeyno'ya bu ara bir haller oldu. Genelde akşam 5-6 civarı 100 ml sütünü içiyor, sonra 7-8'e kadar vaktini kesinlikle uyumadan ama gözleri kıpkırmızı ve çoğunlukla ağlayarak geçiriyor. Sonra o saatlerde tekrar 100 ml içiyor ve uykuya dalıyor.

Sonra gece 11'de uykuda onu besliyorum. Ama işte buaralar 100 ml içmiyor uykusunda. 70-80 ml'den sonra biberonu diliyle itmeye başlıyor (ki bu haraketi de yeni öğrendi, eskiden hepsini içiyordu, sonra fazlasını çıkarıyordu, hatta öyle ki çıkarırken hıçkırık tutuyordu, ve bütün uyku açılıyordu)

İşte bu ara ne oldu bilmiyorum, Zeyno gece 11'de sütünü içtikten sonra, kendi kendine gece 2 uyanmasını bıraktı, artık saat 4'e doğru uyanıyor.

Bakalım bu mutlu mesut günler ne kadar sürecek göreceğiz,,,


 Ceren ile Zeyno'nun yatak keyfi :))

 Sabah şekerimiz :))

Uyumak için gezmek gerek :)


Daha önce de söylemiştim, benim kızım tam bir gezenti :)

Bugün bütün kızlar toplandık (annem-ben ve Zeyno) Cepa alış-veriş merkezine gittik.Saat 11:00'de 100 ml sütünü içti ve yola çıktık. Zeyno her zaman ki gibi arabada uyudu. Tüm gezimiz boyunca uyumaya devam etti.

Saat tam 14:00'de mızırdamaya başladı ve 100 ml daha sütünü içti ve o da ne, tekrar uyumaya devam :)

Saat 15:00'de eve geldik. Sırf uyunmasın diye, pusetinden dışarı bile çıkarmadım, ama eve girdikten sonra 5 dakika içinde uyandı  :)

Ne yapmak lazımmış, Zeyno'yu uyutmak için, fır-fır gezmek lazımmış :)

PS: Bugün ilk kez pantalon giydik biz :)))



14 Ekim 2011 Cuma

Tosun Efe ile Çiroz Zeyno Hidiv Kasrı'nda

İnsan dostunu en iyi tatilde tanırmış. Ne mutlu bize ki, mükemmel tatil çifti dostlarımız var. Sevgili Yamanlar, kalkın fizana gidelim dese, bir bildikleri vardır der, gideriz :)

Ne mutlu bize ki, canım arkadaşım Google Dudu ile herşeyi peşpeşe yaşıyoruz, bu bizi daha da yakınlaştırıyor, birbirimizin halinden en iyi biz anlıyoruz yine.

Duygu ve Altan'ın biricik oğulları Efe, nam-ı değer Tosun, Zeyno'dan 4 hafta önce dünyaya geldi, şuanda ağırlğı ile Zeyno'yu 2'ye katlamış durumda, ama nazar değmesin, tosunum gerçekten çok ama çok tatlı bir çocuk :)

Umarım Efe ile Zeyno, bizim gibi çok çok yakın arkadaş olurlar.

Yaman'lar ve Yağcı'ların "Duygu'lu turizm" eşliğindeki gezileri artık 6 kişi  olarak devam edecek. Isınma turlarına İstanbul içinde başladık, kurban bayramında Alanya'ya gideceğiz. Ondan sonrası Allah kerim. Kafa nereye biz oraya :)))

İstanbul'daki ilk gezimiz, Hidiv Kasrı ve Altan babanın muhteşem kareleri :)






Gezmeyi çok seviyoruz biz:)

Eskiden adetmiş 40 gün olmadan dışarı çıkarılmazmış çocuk, oysaki biz 20. günümüzden beri hergün dışarıda geziyoruz. Ayda ve Nihal ile sitemizin sosyal tesisine gidip oturuyoruz. Tabi Zeyno uyanmadan geri dönmemiz gerekiyor. Çünkü uyandığı anda ciyak ciyak ağlıyor. Süt istiyor. Emziremediğim için yanımızda süt olmayan anlarda, beni bir panik sarıyor, ya uyanırsa diye :)

Ama Zeyno hem kendi arabası ile hem de arabamız ile gezmeyi çok seviyor. Daha henüz arabasına bindiğinde uyumadığı hiç olmadı.

Şu fotoğrafa bir bakar mısınız? Baygın halde uyuyor :)

40 uçurması

28 Eylül 2011, Zeyno'nun şu fani dünyadaki 40.günü.

40.gün banyosunda neler yapılır diye epey bir araştırdık internetten, sonunda ortaya karışık birşeyler yapmaya karar verdik,  40 kevgir su hazırladık, içine toplu iğne ve altın yüzük attık, 40 tane ihlas suresi eşliğinde önce kuzum yıkadık, sonra ben yıkandım, en sonunda da annem bir tas suyu boca etti evin etrafına, huzurumuz eksilmesin diye.

Sonra cicilerimizi giydik, düştük yollara, evimizden çok uzaklara, Aynur teyzoşuma gittik. Aynur teyzem Maltepe'deki evine yeni taşındı,biz geliyoruz diye bir hazırlık bir hazırlık :)

Teyzemizden dönüşte;
yumurtamızı aldık, karnımız hep tok olsun diye,
şekerlerimizi aldık, tatlı diili olalım diye,
beyaz ipliğimizi aldık, saçımız bembeyaz nine olabilelim diye,
birde canım teyzemin hediyesi, yoğurt makinemizi aldık,
düştük yeniden yollara evimize geldik. :)))




Sahilde güzel bir pazar


25.09.2011 Pazar, sabahın 8:30'u, deli miyiz neyiz :)) hayır hayır deli değiliz, çocukluyuz :)

Ben oldum olası çok uyumayı sevmem, erken yatar erken kalkarım :) evlendiğimizden beri İlker her pazar söylenir durur, deli misin nesin sabahın bu saatinde ayaktasın diye, şimdi benden deli biri çıktı geldi, artık sabah 8'e kadar uyumak ne mümkün, 6:30'da en geç ma-aile ayaktayız :)

Güneşli havalar sona ermeden, tadını çıkarmak istedi ve çok sevgili komşularımız Keçeci ve Ergun'lar ile Pazar günü İstinye'deki İskele kafeye gitmeye karar verdik. Madem herkes erkenden kalkıyor, tadını çıkaralım bu sessizliğin diye düşündük.







Emmiyor :(

Zeynep bebek çok tembel :(

Tüm çabalarımıza rağmen emmiyor, emmiyor, emmiyor :(

Emzirmeye çalışırken sürekli ağlıyor, sonra yorgun düşüyor ve uyuyakalıyordu.İlk 15 gün yeniden sarılık olma ihtimali olduğu için sürekli beslemeye çalıştık. Annem benim sağdığım sütü önceleri kaşıkla veriyordu, ancak kaşıkla çok fazla israf ediyorduk sütü. Doktorumuz Aylin hanımın tüm uyarılarına rağmen, birkaç kere sırf beslensin diye biberon denedik.

Biberonla lıkır lıkır içti sütü :(

Zeyno şuanda 55 günlük ve beni emmeyi tamamen bıraktı. Şuanda sütümü sağıyorum, ve biberonla besleniyor. Sadece anne sütü ne kadar yetecek bilmiyorum, ama yettiği yere kadar elimden geleni yapacağım.

Philips avent'in süt sağma makinesini kullanıyorum.Alırken ne kadar pahalı olduğunu düşünmüştüm, şimdi ise vazgeçilmez bir parçam oldu benim.

Tabi makinenin vakumu bebek kadar güçlü değil, bu yüzden sütümü arttırmıyor. Ama ben sütüm artsın diye, hergün 3 litre su içiyorum, 2-3 bardak rezene-kimyon-anason-ısırgan karışımı çay içiyorum, 1 tane promalt içiyorum.... İlk günler Humana still tea içmiştim ama bence kötü çemen kokusundan başka birşey yok. Promalt kesinlikle çok etkili birşey. Şimdi birde GNC'den bira mayası tableti aldım, onu içmeye başlayacağım. Zeyno şuanda 3 saatte 1, 100ml süt içiyor, bu cumartesi günü 3.800 gr olmuştu, yani 45 günde 2.500 gramdan 3.800 grama çıktı.

Biz başından beri Philips Aventin biberonlarını kullanıyoruz. Cumartesi günü hastenede bir bayan medela'nın calma modeli biberonunu kullanıyordu, bebeği hem onu emiyormuş, hem de biberonu alıyormuş (20 günlüktü). bu biberonun özelliği emmeden akmıyor olması. Bende hemen sipariş verdim internetten.Dün geldi biberon, Zeynep hanım maşallah lıkır lıkır emdi :) yani benim kızıma anne memesi olmasında ne olursa olsun :)

Ama pes etmek yok, ben hergün, bağırsa da, ağlasa da 5-10 dakika anne memesi vermeye çalışıyorum. Kesinlikle almıyor, çığlık kıyamet bağırıyor, ama olsun, belki bir gün hatasının farkına varır ve beni emmeye başlar :)))

Sarılık olduk :(

19.08.2011'de doğum yaptıktan sonra 21.08.2011'de taburcu olduk.Zeyno'nun sabah sarılık değeri 8,5 civarındaydı.

23.08.2011 tarihinde topuk kanı vermek için tekrar hastaneye gittiğimizde sarılık değeri biraz artmıştı ancak çok önemli değil denmişti.

Zeynep bebek 2.720 gram olarak doğdu ve hastaneden 2.530 gr olarak taburcu olmuştuk.4. günde biraz daha kilo vermiş olduğu için, perşembe günü tekrar hastaneye gittik, bu sefer kan vererek kanda sarılık değeri ölçtürdük çünkü Zeyno 2.490 grama düşmüştü ve kan sonucu gördük ki sarılık değerimiz 16,9 olmuş.

Doktorumuz Aylin hanım, bizi hemen hastaneye yatırdı, Zeynep bebek 2 gün boyunca fototerapi ışınının altında kaldı, hem beni emdi, hemde sürekli uyuduğu için, ben süt sağdım, benim sağdığım sütü hemşireler kaşıkla veya şırınga ile Zeyno'ya içirdiler. 2 günün sonunda sarılık değerimiz 11'e düştü, Zeyno bebekte 2.530 gram oldu, hastaneden taburcu olduk.



13 Ekim 2011 Perşembe

Doğduk,19.08.2011, Amerikan Hastanesi

Zeyno bebek dünyaya 19.08.2011 tarihinde saat 14:57'de Amerikan Hastanesinde merhaba dedi. Planlı normal doğum oldu bizimki :)

Rahim açılmaya başladığı için doğumu planlı bir şekilde başlattı doktorum Cengiz bey, ancak hesaba katmadığımız bölüm suni sancı kısmı oldu, çünkü Zeynep bebek verilen suni sancıları kabul etmedi ve her denemede kalp atışlarını düşürek rahatsızlığını belli etti bize.

Dolayısıyla doğum beklenenden çok daha uzun sürdü ve tam 15. saat sonunda Zeyno'muzu kucağımıza alabildik.

15 saat nasıl mi geçti? Kimi zaman yatakta derin nefesler alarak, kimi zaman müzik dinleyerek, hastane içerisinde tur atarak, bebek odasını ziyaret edip dualar ederek, gülerek, ağlayarak,,, ama hiç bağırmadan :)

Evet gerçekten çok iyi motive etmiştim kendimi, Asude Ebe'nin katıldığım bir dersinde, bunların sancı değil doğum dalgası olduğunu söylediğini hatırlayıp durdum, bunlar dalga, uzaktan gelmeye başlayacak, yükselecek, sonra kıyıya vurup gidecek :) tüm sancılarda aynı şekilde davrandım, gözlerimi kapattım, canım kocamın elini tuttum, ve derin nefesler aldık (birlikte), ve dalganın az sonra kıyıya vuracağını düşündüm :)

Saat 11 civarında epidural takıldı, gerçekten mucizevi bir şey. Ben daha önce Cengiz beye, tamamen normal yollardan doğum yapmak istediğimi söylediğimde, doğum başladığında epidural takmam için yalvaracaksın bana demişti, gerçekten de dediği gibi oldu, yalvardım :))), şimdi herkes sancılar yada doğum dalgaları neye benziyordu diye soruyor, anlatamıyorum, hatırladığım tek şey, beynimin karıncalandığı :) Epidural mucize birşey diyorum, çünkü saat 13:30-14:30 arası öyle bir etki etti ki, sancıların en tepe yaptığı noktalarda çok ama çok hafif hissettim onları, sanki gece ilk hastaneye geldiğimizde yavaş yavaş hissettiğim sancılar gibiydi (aslında yine sancı sancıdır, ancak epidural takılmadan önce sancılar epey bir şiddetlenmiş olduğu için, geceki ilk sancıları mumla arar olmuştum) :)

Doğum güncemize dair en güzel anılarımızı fotoğraflayan sevgili Fotoş'a (Photographia) çok ama çok teşekkür ediyorum, en güzel günümüzden bazı kareleri burada paylaşmak istiyorum.

Zorlu bekleyiş, gece 00:30 itibari ile başladı, kim bilebilirdi 15 saat süreceğini :(

Canım kocam en büyük destekçimdi, tam bir doğum koçluğu yaptı bana, tüm sancıları beraber kovduk başımızdan :)

ipod'a yüklenmiş relax müzikler çok yardımcı oldu doğrusu :)


Odamızın hemen önündeki bekleme alanı, suit oda konforu yaşattı

Canım arkadaşım Ece, gece 3'te koştu geldi yanıma

veeee tüm korkusuna rağmen, çikolatalı gofretini yedi ve doğuma girip, elimi tuttu :)

ve bir başka kan korkulu insan canım kocam da nasıl oldu anlayamadık ama doğuma girdi :)

Canım kızımın dünyaya merhaba dediği an :)

zordu hem de çok zordu :(

ilk kontroller

yaaaa neler oluyor, neredeyim beennnnn :)

saat tam 15:00, babası ile kuzusunun ilk bakışması :)

anneeeeee, neredesin?????

dünya tatlısı kızım benim :)

:))))

müthiş doğum koçlarım benim :)

Zeyno ilk banyosu sonrası kameralara gülümserken :)


anne oldum bennnnn :)

Çekirdek ailemiz