27 Ocak 2014 Pazartesi

Adapazarı günlüğünden bombalar

Dede torun sohbet ediyorlar

Zeynep: Dedecim benim şu kadarcık ( elinin içini gösteriyor), bir kedim bile yok, keşke olsaydı, onu severdim, canım derdim, öperdim...
Dede: bizim de kedimiz yok Zeyno
Zeynep: hayır tosiiiii varrr :))

Zeyno ve Ceren sohbet ediyor

Zeyno: cece hergün fındık yemeliyiz,fındık yersek zeki oluruz, saçımız ( kafamız demek istiyor) çalışır
Cece: evet ben de yiyim
Zeyno: üstüne de su içeceksin, susarsın yoksa :))


İlk gün akşam yemeğe gittik, Zeyno yer mi yemez mi emin olamadık, babasının köftesini bir porsiyon yerine 1,5 porsiyon söyledik, köfte geldi, benim ki nerede dedi, Zeyno siz bunu paylaşacaksınız dedim, çok hoşuna gitti, başladı paylaşmaya, bir köfte Zeynoya, bir biber babaya, bir köfte zeynoya, bir domates babaya, bir köfte zeynoya, bir soğan babaya... Gayet adil bir dağılım oldu :)









Pazarlıkçı piliç


Haftasonu Adapazarındaydık. Oradaki evi yadırgayınca daha ilk günden, Cumartesi öğlen benimle yatmak istedi, ama uyumadı, uzun uzun sohbet edesi tuttu :))) bu esnada kurduğu cümleler:

anne seninle biraz kooşalım,,, bak sana ne anlatıcam,,, düşünüyorum, ne anlatayım?,,, düşünmeye devam ediyorum, kararımı vermedim,,, anne komiksin, güldürdün beni( hiçbirşey yapmıyorum buarada),,, fıs fıs fısssss ( anne anlıyorsun dimi beni)???,,, anne uyumak çok sıkıcı,,,, tamam tamam üzülme uyuyorum,,, uyudummmmm uyandım şimdi, tamam mı?,,, vs vsssss :)))

ben de aldım park yatağının içine koydum başladı ağlamaya ama nasıl ağlama, babam dayanamayıp yanına gitti, babama demiş ki,dede ben sana bir şarkı söyliyim sonra da SELAM vereyim, sen de beni çıkar buradan, anlaştık mı :))) pazarlıkçı piliç...



Başlamadan biten tuvalet eğitimi

Tuvalet terbiyesi için kolları sıvayalım dedik, bugun 3'de sıfır çektik, sonra o kadar çok ağladı ki, dayanamadık bezi taktık yine, öğlen uyku için yatırdım. İlla sende yat yanıma dedi,  annecim üzülme ben şimdi söylemedim çişimi sonra söyliycem dedi, canım kızım yaa resmen hazır değil daha, çiş eğitimi yine başlayamadan rafa kalktı...


21 Ocak 2014 Salı

Yangın Zeyno

Bilseydim adını Zeyno değil, Yangın Ayşe koyardım, daha bu zamana kadar bir kere ama bir kere bile üstüne kapatmak nasip olmadı, üstüne pike-yorgan ne değerse değsin, 10'a kadar sayıyoruz, Zeyno üstünü açıyor :))) cidden Yangın Ayşe...

Mendik

Öğlen uyumamış bugün, eve geldiğimden beri huysuz, ben de 8:30da yatırdım yatağına, önce süt istedi, sonra tatlı süt istedi, süt soğuk dedi, sonra sıcak dedi, saçmalayıp durdu huysuzluğundan... 

Sonra yine seslendi, anne ayağım acıdı dedi, gittim baktım, ilgi istiyor, aaaa neresi acımış felan dedim, 'mendikle sil geçer' dedi ( yani mendil), ben de üşendim, eğildim kirli sepetinden bir kirli aldım, onunla siliyor gibi yaptım, ' anneeeee, o mendik değil ki, kirli pantalon, sen de bilmiyorsun, güldürdün beni' dedi... Beni banyoya yolladı, yumuşak mendik getirdik, sildik, ayağının ağrısı geçti, uyudu :))

Bu da böyle bir anı oldu, ben de hiçbirşey bilmiyorum cidden yahu :))


17 Ocak 2014 Cuma

İnternetten indirilebilecek aktivite materyalleri

Zeyno buara evde olunca kafayı Zeyno'ya evde kaliteli aktivite geçirtmeye taktım, araştırıp duruyorum, çok keyifli türkçe bloglar var okuduğum, insanlar ne kadar yaratıcı şaşırıyorum, ama biraz araştırınca aslında çok zor değil yaratıcılığa ulaşmak, sağolsun google hepsini toparlamış bize...

Unutulmaması gereken siteler şunlar, Bir sürü bedava materyal var indirilebilecek... 



16 Ocak 2014 Perşembe

Ev aktiviteleri

Zeyno yılbaşının ertesi günü son havaleyi geçirince şart oldu okuldan almak. Zaten doktorumuz başından beri çok taraftar değildi( 2-3 yaş ateşli havalelerin top yaptığı dönem olduğu için) ama ben çok istiyorum diye deneyelim demişti, havalar iyiyken iyiydi hoştu ama havalar bozunca hastalıklar başladı, bir kere şu bir gerçek kreş demek hastalık demek. 

Sonuna kadar ben biraz fazla zorladım hatta Zeyno keyif alıyor diye hastalıkları görmezden geldim, ama mesela aralık ayında sadece 7 gün gitmiş kuzu okula... 

Velhasıl üstüne birde havaleyi geçirince, farz oldu okulu dondurmak, sağolsun okulda gayet anlayış gösterdi, hiç sorun çıkarmadı... Havaların düzelmesi ile devam edeceğiz inşallah yeniden...

Ama tabi kreşte sürekli bir faaliyet halinde olan Zeyno evde çok sıkılmaya başladı, onu eğlendirecek birşeyler arıyorum...

Bu hafta suluboya yapmaya başladık, gerçekten çok eğlendi Zeyno, fırçayı kullanmayı pek beceremiyor ama renkleri karıştırıp anlamlı anlamsız şekiller çizmeye bayılıyor... Daha kolay olsun diye, ona tschibodan ekteki baskı ve fırça setinden de aldım, bir de annem eski usul patates baskı yaptı... 







Bir yandan da sürekli montessori okuyorum, neler yapabilirim diye araştırıyorum, ekteki kuş kartlarını montessori  shop'tan ücretsiz indirip bastım. Bugün teyzesi ile kuşları eşleştirme ve karta yapıştırma oynadılar, bence sonuç hiç fena değil ( ama yapıştırıcıya eli bulaşıyor diye, benim kokoş kızım kendi yapıştırmıyormuş, uyumlu kuşu bulup teyzesine veriyormuş, yapıştır diyormuş) :))



Sabah çirkini

Bu sabah daha biz çıkmadan kendisi uyandı, biraz suratsız olarak, önce çıkmak istemedi yataktan sonra çıktı... Salonda kanepeye gömüldü, pepee başlasın diye bekledi...

Sabah çirkini ne olacak işte :)))



Çin yemeği severiz biz




Dün akşam Maslak'taki Çinbüfe'ye gittik, et yiycem diye akşama başlayan Zeyno tabi ki sadece pilav ve makarna yedi, ama usulü ile yedi benim kızım... Bence stickleri turuşu gayet başarılı... Tabi bir süre sonra sıkılıp, çatalı bile bırakıp eliyle yedi, o ayrı :))











Caca'yı yolcu ettik

Geldiğinden beri hergün kavga ediyor anneanne Caca ile, kadını evden kovuyor, git diye söyleniyor, hatta daha da ileri gidiyor seni sevmiyorum, sana küstümmmmm diyor... Sonra içi kaynıyor, sarılıyor, Caca sana küsmedim, seni severim diyor...

Tam bir dengesizlik abidesi, hem dövüyor hem seviyor :)))

Ama bugün Caca'nın son günü olduğunu bildiği için, çok iyi davranmış ona, kadını yine kovmuş, ama bu sefer evden kovmamış, 'Caca sana mutfağa git diyorum' 'Caca sana odana git diyorum' diye söylenmiş durmuş...

Ama Caca iyiki geldi, bir haftada çocuk toparlandı resmen, hergün portakal suyu ve neredeyse 1 kase fındık alışkanlığı kazandı, resmen fındık yetiştiremiyoruz şuaralar... Allahım ne olur nazar değmesin, en azından bir süre yiyen bir çocuğum olsun, ben de yemek yiyen çocuk hevesimi alayım :))

9 Ocak 2014 Perşembe

Uykusuz gece

Ne oldu anlamadım, kaçtı mı kaçıyor uyku. 

Saat sabahın 4:30'u tüm ev halkı uyku halinde, ben cin ali...sabah olsa diye bekliyorum...

Babam yaşlandıkça daha az ve daha zor uyuyan bir adam oluyor, ben sanırım ona her gün biraz daha benziyorum... Allahım uyku ver ne olurrrrrr

7 Ocak 2014 Salı

Analı kızlı mahvolduk yine

Yeni yılın ertesi gününe (yani 1 ocak gecesi ) Zeyno 6. Havalesi ile damga vurdu :(

Aslında nasıl da iyi gidiyorduk, evet Zeyno çok hastalanıyordu, hatta Aralık ayı boyunca kreşe sadece 7 gün gidebilmişti, o kadar çok hastalanıyordu yani, ama kör topal idare ediyorduk... Yeni yıla Edişko hasta girdi, Ali bebekte hastaydı, herhalde onlardan kaptı... Eve geldik öğleden sonra önce ateşlendi, zaten hastalık olan bir evden bizim sağlam çıkmamız mümkün değildi, üstelik İlker'de hastalandı(ki bu çok ama çok nadir görünen bir durum)

Evde her zaman ki gibi masum masum bir ateş problemi yaşıyorduk, kontrol altına alıyorduk, gece anne ben çok üşüyorum diye uyandı Zeyno, aldım kollarıma ateş 37.9 riske etmedik hemen Calpol verdik, 20 dakika sonra  ateş 39.2 oldu, Zekai bey çok hızlı yükseliyorsa ibufeni verin demişti, biz de verdik, 5 dakika ya geçti ya geçmedi ateş 39.6 oldu ve Zeyno kollarımda kilitlendi :( 

Havaleyi evde atlattık, 2 dakikanın altında sürdü, öksürerek kendine geldi kuzu, sonra apar topar gitttik  Acıbadem'e, orada sadece duşa sokup ateşini düşürdüler, sonra da 2 saat müşaade altında tutup bizi yolladılar eve...

Ama asıl bombayı Zeyno'dan sonra ben palattım , ınfluanza A oldum... Cuma günü doktora gittiğmizde ateşim 39.7'ydi...  4 gün boyunca ateş yaptı, bulaşıcı durum sebebiyle hala da işe gidemiyorum, zaten bulaşıcı olmasam da koluma kaldırabilecek halim bile yok, kendimi bir yastıktan diğerine zor atıyorum, hayatımda böyle şey yaşamadım ben...zeyno'nun izin verdiği ölçüde dinlenmeye çalışıyorum...

Zeyno'nun ateşi de dün gece ilk defa çıkmadı 5 günden sonra,her gece sabaha kadar ayakta kaldık ya yine havale geçirirse diye...zeyno'ya test yaptırmadık ama muhtemelen aynı şeyi yaşadık ana-kız.

Buarada Zeyno ateş düşürücülere karşı artık iyice direnç kazandı, eskiden 15 dakika içinde düşen ateş şuanda. 1 saate yakın sürüyor... Artık resmen ilaçlardan yorgun bir karaciğeri var kuzunun, ne yapıp edip bu enginarı yedirmeye başlamam lazım benim Zeyno'ya.

Buarada annem geldi, sağolsun, o olmadan biz ne yapardık bilmiyorum... Canım annem, iyi ki varsın, senin eline kimse su dökemez, sen Zeyno'yla beni 2 güne toparlarsın, o mantılarla :)



3 Ocak 2014 Cuma

Okuldan birkaç kare

Yılbaşı günü babamız okula süpriz ziyaret yaptı kamerasıyla, aslında amaç yılbaşı partilerini çekmekti ama parti sabahtan olunca geç kalmış... Kitap okuma ve serbest saati yakalamış...
 

 
 
Sıradan bir günde, dersten kareler ektedir...
 
 


1 Ocak 2014 Çarşamba

Noel anne




Aslında babaannesi bir noel anne kıyafeti almıştı, ama küçük gelince değiştirmek zorunda kaldık... Noel anne kıyafetini biraz andıran bunu bulduk, çok da güzel oldu kuzuya...

31 Aralık'ta okula böyle gitti kuzu, sabah kapıdan çıkarken güzel olduğunun farkında, tüm şirinliğiyle poz verdi kameralara... 

Güzel kızım seninle 1 koca yılı yaşadık devirdik, hergünü birbirinin aynı olan ömrümün rengisin sen, sayende yaşadığımız bir an başka bir ana benzemiyor bile, her gün yeni heyecanlara gebe uyanıyoruz... Yeni süprizler yaşatıyorsun bize... Bu koca laflar bu küçük bedenden mi çıkıyor inanamıyorum... İnanması zor ama sen gerçekten büyüyorsun...