26 Eylül 2012 Çarşamba

Kendini kesfeden Zeyno

Zeyno'dan bombolar arka arkaya geliyor.

Hergun eve geldigimizde bizi yeni birsey ile karsiliyor, bugunun bombasi bir soz degil bir hareket :)

Zeyno nerede diye soruyoruz
BENNNNN diye kendini gosteriyor kuzucuk ;)

Algisinin felaket acik oldugu bir donemdeyiz. Surekli bir taklit egiliminde, vucudunu da ogrenmeye calisiyor, suanda sadece gozunu gosteriyor ama bu konudaki calismalarimiz her gun devam ediyor :)

Horoz taklidi ( agzini buzdurp ooooo uuuuu benzeri birseyler yapiyor) , kibar kedi taklidi ( sadece miiii diyor) yapiyor :)

Zeyno birde hayir demeyi ogrendi malum, 'mi' ile biten butun cumlelere hayir anlaminda basini salliyor. Biz de ona eveti ogretmek icin buara basma tulumba gibi mi ile biten sorularda evet anlaminda basimizi salliyoruz :)

Annesi: babasi yemek yiyelim mi?
Babasi: (basini basma tulumba gibi ileri geri sallar) evet annesi yiyelim
Zeynep: (basini deli gibi saga sola sallar) :)) cunku bu bir yemek davetidir ve zeyno her zaman oldugu gibi yine toktur :))))

25 Eylül 2012 Salı

kediler miyav demez miiii der , bu böyle biline :)

Eeee ne de olsa Zeyno bir Nişantaşı çocuğu, çok kibar çocuk maşallah :)))

Malum bir pisi kedi kitap serimiz var, sürekli onu okuyoruz kuzuya, "pisi kedi sarılalım sıkı sıkı", "pisi kedi parti zamanı", "pisi kedi boyama yapıyor", ...

günümüzün yarısı "aaa bak Zeyno, kediye bak, gel pisi pisi, aaa bak kedi miyav dedi" diye geçiyor. Kuzu da bu miyav sesinden çok etkilendi sanırım.

Dede, baba, mama, meme, hadi, "biiii" (yaşını sorduğumuzda eliyle 1 yapıp biiii diyor) kelimelerinden sonra, son olarak "mi" demeye başladı kuzucuk :)

Annesi: Zeyno kediler ne diyor annecim?
Zeyno: Mi, mi, miiiiii :)))

Ağzının içi laf dolu, geveliyor, geveliyor, geveliyor, bazen anlamıyoruz, kızıyor :), bazen oturup kendi kendine söyleniyor,,,, bazen de bebeğini alıp onunla dertleşiyor, ama cidden dertleşiyor, bebek cevap vermeyince ona da kızıyor, burnundan ısırıyor :)

bir de ağzı ile "oooo"-"üüüüüü" arası birşeyler yapmayı öğrendi kuzucuk, bunu tam olarak ne zaman yapıyor henüz pek anlamıyorum, ama acaba horoz sesi mi çıkarıyor diyorum ama bakalım bir haftaya çözeriz herhalde dilini :)




24 Eylül 2012 Pazartesi

Zeyno ile yollarda: 7 gunde-4 Ulke- 4 Baskent


1 yaşında bebekle 7 günde 4 ülke gezilir mi? 


Eğer bebeğin annesi Cucu ise gezilir J

Aslında aklımızda vardı ama tam olarak bu şekilde yoktu. Yazın başından beri ne yapsak ne etsek derken yaz geldi geçti biz Alanya tatilimiz dışında bir plan yapamadık. Önce Tokyo`ya gitmeye karar verdik ancak daha sonra bilet fiyatlarının anormal yüksek olmasından ve sürekli uçtuğumuz için mil kontenjanımızı doldurmuş olduğumuzdan Tokyo`dan vazgeçtik. Tam herseyden vazgeçmişken, bana eğitim için Viyana yolları göründü ve hersey iste böyle başladı.


Ben eğitim için 11 Eylül salı günü sabahtan Viyana`ya uçtum, babası ile Zeyno ise eğitimim bittiği gün 14 Eylül Cuma günü bana katıldılar.


Tabi ben seyahate çıkmadan önce Zeyno`nun bütün valizini yaptım, son dakika da çantaya koyulacaklar için bir check list hazırladım, Zeyno`nun doktoru ile konuştum ve yanımıza mutlaka almamız gereken ilaçları sordum (calpol, fitil, serum fizyolojik, stilex jel, ayrica feliks şurup alerjiye karsı) evde olmayanları İlker temin edip onları da valize ekledi. İnce kıyafetler, kalın kıyafetler, en kalın kıyafetler derken Zeyno hanim bir koca valiz dolusu oldu yine (bu notları tatilin sonunda yazıyorum ve şuanda valizde giydirmeden geri goturdugum sadece 2-3 tane şortu var. onun dışında bütün valiz kirlilerden ibaret) ayrica Cuma günü Zeyno için saat saat bir plan hazırladım, saat kaçta ne yiyecek, kaçta uyuyup kaçta uyanacak diye. Notlarin sonlari su sekildeydi mesela, saat 15:00 Zeyno ogle uykusundan kalkacak, saat 15:30 Zeyno yogurt yiyecek, saat 16:00 babası gelip Zeyno`yu alacak, saat 16:00-18:30 arasi Zeyno uyumayacak ve birsey yemiyecek; saat 18:30 Zeyno aksam yemegini yiyecek (aksam yemegi evde hazirlanmis 4 adet kofte), ucaga binmeden önce alti degistirilecek, gece yatmaliklari giydirilecek; ucaga binmeden önce havaalaninda iyice kosturacak ve yorulmasi saglanacak (ki ucaga binince hemen bayilsin) tabi buarada ucaga binmeden önce uyurken icmesi için sutu hazirlanacak J

babası ile Zeyno; THY CIP Lounge`de super 3-4 saat gecirmisler, o kadar guzel bir cocuk oyun alani varmis ki Zeyno cikmak istememis zaten, yemek saati gelince hem ipad`ler ile oynamis hem kofteleri yemis babasinin elinden. Alt degistirmekte de hic zorlanmamis babası , cunku alt degisim alaninda bir suru oyuncak asiliymis, ona buna bakarken gecmis gitmis zaman. Tabi ucakta uyumamis Zeyno, ancak hic uzmemis babasini, oyunlar oynamislar, ipad`den pepe izlemisler. Inise geciyoruz deyip isiklari kapatinca Zeyno bayilmis.


Onlara cizdigim adim adim yol tarifi sayesinde cok kolay bir şekilde geldiler Rennweg istasyonuna. Ben de zaten önce kalacagimiz apartta bekleyecegimi soylemistim onlari ancak icim icime sigmadi ve metro istasyonuna gidip orada bekledim kuzuyu ve babasini J

4 gunluk hasret buyuk kucaklasmalar ile son buldu, Zeyno ile ilk uzun ayriligimiz oldu bu, ilk 2 gun ne yalan soyliyeyim bana iyi bile geldi, sonucta 1 yildir, zorunlu 2 ayrilik disinda hic ayri kalmamistik (o 2 ayrilik da olum sebebiyle 1`er gece olmustu ve gece zaten uzuntuden nasil gecti anlamamistik bile). Dolayisiyla ilk 2 gun kendimi biraz iyi bile hissettim, degisik ullkelerden tanistigim insalarla beraber Viyana`da egitim sonrasinda gezdik tozduk, geceleri ise hic uyanmadan en az 8 saat uyuyabildim J ancak 3.gun isler degisti, fotograflarina bakinca gozlerim dolmaya basladi. skype`dan beni gorup gulmeyince oturup agladim hatta neyseki 4. Gunde gecti ve hasret sona erdi.


Viyana`da otel fiyatlari cok yuksekti bu yuzden bir degisiklik yaptik ve Apart`ta kaldik, ve bundan sonraki tatiller icin kendimize bir opsiyon daha bulmus olduk. Cunku apartta cok ama cok rahat ettik, kaldigimiz Belvedere Apartaments dunyanin baska ulkelerinde de apartlari olan bir zincirdi, booking.com yorumlari da gayet guzeldi. Mutfagimizda bulasik makinesinden , firina, mikrodalga firindan, kahve makinesine, hatta fritoz`e hatta tost makinesine kadar hersey vardi. (tabi adamlara birinci gece sonunda bir ikaz maili atmak zorunda kaldim, evin yataklari, banyolari tertemizdi, ancak bu yabancilarin eve ayakkabi ile girme adetinden olsa gerek yerler temiz degildi, adamlara gonderdigim mailin uzerine hemen ertesi gun bir temizlikci yollayip butun evi piril piril yapmislar, bir de uzerine evimize bir sise sampanya birakmislar)


Hem fildir fildir gezmek hem de Zeynoyu cok alt ust etmemek istiyorduk, ilk gun sabah markete gidip kahvaltilik birseyler alarak ise basladik, Zeyno icinde yumurta ve beyaz peynir aldik. Ayrica Hipp`in Turkiye`de bulunmayan pek cok cesit kavanoz yemegi ve meyvesi var, fazla fazla alip tasimamak icin hergun bir sonraki gunun full ogununu alarak devam ettik tatil boyunca. (tabi kuzu ilk gunler lezzetle yedigi bu kavanoz mamalarini tatilin sonunda artik zar zor yemeye basladi)


Genelde gun icinde planimiz su sekilde oldu, saat 07:30 calar saat Zeyno uyanir, vitaminleri icirilir, kahvalti ettirilir ya da ettirilemez J Anne-baba kahvalti ederler. Disari cikilir. Zeyno saat 10:00 gibi bebek arabasinda uyur, saat 11:00 gibi uyanir. Hemen bir meyve yedirilir. Saat 12:30 da ogle yemegi yedirilir. Saat 13:00 gibi Zeyno bebek arabasinda uykuya dalar. Buarada anne baba ogle yemegini yer. Saat 15:00-16:00 arasi Zeyno uyanir, bir parka gidilir, Zeyno oyunlar oynar, meyvesini ve yogurdunu parkta yer, sonra parktan cikinca artik daha fazla arabaya binmek istemez ve biraz babasinin biraz annesinin kucaginda gezer tarihi mekanlari. Saat 19:00 civari Zeyno aksam yemegini yer ve gece kiyafetlerini giyer, sonra sokaklarda bebek arabasi ile gezerken uykuya gecer, annesi ve babasi da oturup aksam yemeklerini yerler ve otellerine donerler.


Allah`ima binlerce kez sukrettim bir kez daha bize bu kadar uyumlu, huzurlu bir cocuk verdigi icin, gun icinde bir iki saat mizlanmalarini saymazsak, tam bir yetiskin gibi davrandi Zeyno, surekli gulucukler sacti, kliseleri sevmedi (sanirim bogucu ve kasvetli havalarindan) ancak sokaklara ve ozellikle cocuk oyun parklarina bayildi. Arabasinda saatlerce gezdi sesini cikarmadi. Bu arada bebek arabamiz maclaren`e de bir kez daha tesekkurler, bu kadar komforlu bir araba yaptigi icin. Hipp`in kavanoz mamalarini neredeyse her markette bulduk, yemek hic sorun olmadi, tabi domuz eti yemedigimiz ve tavuklara da pek guvenmedigimiz icin surekli balik, dana ve hindi eti arasinda donup durduk, artik sonlara dogru biraz sikildi. Meyveler ise cesit cesitti, meyve purelerini yemek cok hosuna gitti, normalde yediginden cok daha fazla meyve yedi, her gun marketten danone`nin gunluk bio yogurtlarindan aldik, tabi pastorize yogurt evde mayalanmis gibi olmaz ama yine de eksik kalmasin kuzu istedik. Gun asiri banyo yaptirdik, banyosunu sabahtan yaptirdik, banyo yaptigimiz gunler sokaga oglen yemeginden sonra ciktik (ne olur ne olmaz hasta etmeyelim kuzuyu diye)


Seyahata cikmadan once 3-4 paket kullan at onluk almistim, hepsini geri getirdim resmen, cunku Zeyno bu kagit onlukleri hic sevmedi, bagladigim anda kopardi atti hepsini, dolayisiyla her ogunde ust bas degisimi yapmak zorunda kaldik, suanda valizimizi biri acsa, kokuya dayanamayip bayilabilir. Bakalim `cocuktur kirlenir OMO ile temizlenir` slogani dogru mu degil mi gorecegiz (suan ki kirlerin Dalin ile cikmasinin imkani yok, 90 derece de Omo ile yikayip kaynatirsam belki cikabilir)


Viyana`dan sonraki duragimiz Bratislava oldu, Zeynonun ilk tren yolculugu icin sabah saatlerini secmistik, kahvaltisini trende bir guzel etti hic uzmedi bizi. Trenden inerken de uykuya gecmisti, Bratislava`nin Arnavut kaldirimi yollari besik gibi geldi kuzuya, Bratislava`nin neredeyse tamamini uyuyarak gecirdi kuzu.


Bratislava`da gece kalmadik ve aksam 6 treni ile Budapeste`ye gectik. Kompartmanda bizden baska 3 kisi daha vardi, ilk 1 saati biraz zor, sonraki 2 saati gayet keyifli bir yolculuk gecirdik, Zeyno pepe`sini izleyip yemegini yiyip trende uyudu ve biz de sakin sakin Budapeste`de Kelepi tren istasyonunda inip otelimize yerlestik. Budapeste`deki otelimizi booking.com araciligi ile ayarlamistim ve kampanyada oldugu icin once pek emin olamayip ama sonra yerine guvenip bir otel satin almistim, otelimiz K+K Budapeste`nin en guzel caddelerinden birinde hemen tarihi opera`nin arkasindaki binadaydi. Yeri tek kelimeyle muhtesemdi, otel bebekli misafir oldugumuz icin bizi executive room`a upgrade etti, gayet super 2 gece gecirdik.


Son duragimiz Prag`a varisimiz biraz olayli oldu. Ama mukemmel bebek Zeyno bizi hic uzmedi ve yasadigimiz talihsizlik esnasinda bize son derece yardimci oldu (uyudu) J ve gece yerine gunduz, 6-7 saat gecikmeli de olsa Prag`a vardik sonunda. Prag`da 2 guzel gun gecirdik.  Ancak artik biraz sikildik, Zeyno`da bebek arabasinin ustunde uyumaktan ve yemek yemekten biraz bunaldi. Ben de cocuguma eziyet ediyorum diye uzulmeye basladim.


Ama Zeyno`ya eve gidelim mi diye soruyorum, hayir anlaminda basini salliyor J Bu Zeyno`nun yeni hareketi, `mi` eki ile hangi soruyu duyarsa basini hayir anlaminda salliyor kuzucuk J


Bir kez daha gordum ve hissettim ki, ben dunyanin en sansli annesiyim, icimdeki gezgin ruhu, bir anne olsam da dizginleyemedim, basimiza gelecekleri hic hesaba katmadan, bir haftada, bir yasinda bir cocukla 4 ulkeye gidebilecek deliligi yaptim ancak hersey yolunda gitti, benim mukemmel kizim bizi bir an bile uzmedi ve 1 yasinda 4 ulke gezmis biri olarak gezginler kervanina adini yazdirdi 


Tesekkurler Zeynep,


Bu kadar uyumlu bir bebek oldugun icin


Guler yuzun icin


Huzur dolu oldugun icin


Benim canim kizim oldugun icin


Seni bu dunyadaki herseyden cok seviyorum seviyoruzzzz



PS: gezi notlarim cok yakinda diger blogum cucunundunyasi.blogspot.com`da

Fotograflar ile an ve an gezimiz ektedir J



Zeyno kuzusu bir elinde pasaportu bir elinde kapı kartı,Viyana'da uçaktan inerken :)
Allah bu Starbucks'lardan razı olsun, bir latte içip 1 saat oturduk herhalde aralarda mola vermek için, hem de neredeyse tamamının tuvaletlerini ve alt değiştirme bölümlerini kullandık diyebilirim :)
starbucks'da eğlence zamanı @Viyana Opera Starbucks



Klise-müze gezmedik, ama şehirlerin bütün parklarını talan ettik @Viyana Stadpark


Müzelerden sıkıldık, içeride duramadık @Viyana Stephansdorm
 Parklarda gezmeler devam @Viyana Rathaus
 Sıkıldığımız başka bir müze @Viyana
 Parkları sevmeye devam ediyoruz :) @Viyana Stadpark
Kuzucuk kuğulara gel gel yapıyor :)


Baba-kız sevişmesi @ Viyana Rathaus
Figlmüller'de yemeğimizi beklerken :) Zeyno'nun bizimle oturduğu ilk ve son akşam yemeği bu oldu :)  diğer bütün akşamlar önce kuzuyu yedirip içirdik, ondan sonra oturup yemeğimizi yedik @Viyana Figlmüller

 Zeyno'nun Figlmüllerde sıkıldığı saatler

Zeyno bebeği Ayşe ile dertleşirken :)
 Viyana üniversitesi önündeki park, bize göre en güzeli buydu :)
Viyana'da Graben'de bir aile pozumuz


Zeyno'nun ilk tren yolculuğu Viyana'dan Bratislava'ya

Zeyno @ Slovakya :)
Zeyno, Slovakya'da halkın yoğun sevgi gösterisi ile karşılandı. Bir grup japon turist Zeyno'nun fotoğraflarını çektiler, hatta sonra geçip tek tek fotoğraf çektirdiler :)



Bratislava'nın ünlü heykeli Cumil ve Cumil'in hemen yanındaki canlı manken :)

Bratislava'nın dünyanın merkezi olarak kabul edildiği ve diğer başkentlere mesafelerini gösteren geçit (İstanbul-Bratislava arası 1231 km kadarcıkmış) :)


Zeyno ile babası, Bratislava'da tek ayak üzerinde duran köprünün önünde

Zeyno, tek ayak üzerinde duran köprüye inat, baş aşağı durarak meydan okudu :)


Slovakya hatırası :)


Budapeşte'de kahramanlar meydanı

Kahramanlar meydanında bir kahraman :)



Budapeşte Adsızlar parkında

Sıkıntıdan patlayan Zeyno'nun ayakları :)


Zeyno yaşını göstermeyi öğrendi :)

Budapeşte'de Kahramanlar meydanının arkasındaki parkta

aramızda kaka yapanlar varrrrr :) Zeyno kaka yaparken söylüyor, ancak kendisi bir Angaralı olduğu için kaka değil, gaga diyor :)


 Buda ve peşteyi birleştiren heykel ve Zeyno :)

Gül baba türbesi, sokağını bulduk ancak arnavut kaldırımı yollarda Zeyno'nın arabasını sürüp 1km'lik yokuşu yürüyemedik.
Peşte'de kaleden bir manzara



Peşte'de kraliyet sarayının önündeki çeşme ve Zeyno'dan gelen muhteşem gaga kokuları :) (sarayın avlusunda bir alt değişimi yapmak zorunda kaldık, sevgili kral ve kraliçe umarım bahçeniz çok kokmamıştır)


Prag'dayız :)

Prag'ın en dar sokağı ama yine de sığdık :)

Charles köprüsünn üzerindeki bu köpek heykelinin poposuna dokunan kişi huzurlu bir hayat sürüyormuş. Dokunduk :)

Charles köprüsünn üzerindeki bu kadın heykelinin poposuna dokunan kişi Prag'a bir gün tekrar geliyormuş. Dokunduk :)










Zeyno, şişiden su içmeye başladı :)

kuzucuk hayatında ilk defa Hard Rock cafeye gitti ama uyuyordu ne yazık ki, neyse ki ben ona "my first hard rock cafe from Prague" yazan bir t-shirt aldım.

Ve Prag'da final gecemiz @TGI Fridays

Havaalanına gitmek için otobüs beklerken...

Havaalanında M&M standına saldırırken :)

THY Prag-İstanbul uçuşu, dikkat ederseniz son çağrıdayız. Zeyno ve gagası yüzünden :), neyse ki bizi almadan gitmediler :)