30 Mayıs 2014 Cuma

Kıvırcık Zeyno

Zeynoşun saçları malum çok kıvırcık… aslında banyo yaptıktan sonra omuzlarının epey altında olan saçları, kuruyunca tepesine çıkıyor. Neyseki artık bağlanabilme moduna geçti, tepeden şöyle kocaman bir toplayıveriyoruz. Hatta banyodan sonra ben hafif nemli saçlarını örüyorum bile… ama bu modelleri okula giderken hiç yapamıyoruz, çünkü kupkuru saçları tepeden toplamak dışında kesinlikle şekil almıyor. 
Yazın gelmesiyle terleme problemi başladı yine… üstüne üstlük, her banyodan sonra kutursun kurutamazsın savaşları, taratırsın taratmazsın savaşları sürüp gidiyor evimizde…

Bir yandan da sürekli kestirelim diyen babasıyla uğraşıyoruz, neymiş azıcık yiyormuş, o da saçına gidiyormuş  Bulduğum güzel bir yazı ektedir sayın Baba 😄

Sonuç olarak içim rahat ki, çocuklarda saç uzatmak gelişimi engellemiyormuş. Ama yine de benim derdim sıcakların gelmesiyle her gün sabah ter içinde uyanan Zeyno’yu rahatlatmak, acaba şöyle omuz hizasında kestirmeli miyiz gerçekten bilemiyorum.




Çocuklarda Uzun Saç Büyümeyi Engellemez

Çocuklarda saçları uzatmanın büyümeyi engelleyeceği gerekçesiyle saçların kesilmesinin hiçbir bilimsel dayanağı bulunmamaktadır. Çocukların büyümesi sağlıklı beslenme, bedensel aktiviteler ve genetik faktörlerden etkilenmektedir. Saçı uzatarak kuvvetin saça gideceği halk arasında çocuk gelişimiyle ilgili yanlış bilgidir.

Kız ya da erkek, çocukların bebeklik döneminden itibaren saçlarının sürekli kısa kesilmesinin vücut gelişimine ve saçlarının gelişmesine katkısı bulunmamaktadır.

Çocukların saçlarının yapısı genetiktir. Anne ve babası gür saçlı ya da cılız saç yapısı olması durumunda çocuğun da saçlarının aynı özellik taşıması ihtimali fazladır.

Ancak saçların uzun olması çocuğun daha fazla terlemesine neden olmaktadır. Çocuklar çok hareketli oldukları için uzun saçlı olanlar çok daha fazla terler. Özellikle saçların terlemesi sonucu, saçta kaşıntı ve üşütüp hasta olma ihtimali artmaktadır. Bu nedenle saçları belli aralıklarla kestirmek yararlı olacaktır.

Erkek çocuklarında ise uzun saçların, çocukların cinsiyet kavramlarını etkileyeceğinden sakıncalı olabilmektedir.

Erkek çocukların saçlarını uzatmak kimlik karmaşasına sebep olabilmektedir. Bu nedenle özellikle 0-5 yaş arası çocukların kimlik yapılanması dönemlerinde bu detaylara da dikkat etmek gerekiyor.

Ve fakat :))

Zeyno’nun hayal dünyası her geçen gün değişiyor, ve bununla birlikte bizi ne kadar iyi kopya ettiğini de anlıyoruz. 
Dün akşam eve geldik, uyku saatini biraz da geçirmiş olmanın telaşıyla bir an önce diş fırçalama, pijama giyme, yatağa fırlatma ritüelini yapmaya çalıştık. Ama Zeyno tabi ki de, dişini fırçadıktan sonra çişini yapmak istedi, 10 dakika kadar tuvalette oturdu, sonra yokmuş çişim diye kalktı. Sonra elimizi yıkamadık diye, 5 dakika ellerini yıkadı. Sonra süt yapalım dedi, mutfağa gitti, babasıyla sütü yaptı. Mutfaktan odasına dönüş yolunda, “herşey bu kadar basit işte anne” diyerek, kendince benim niye strese girmiş olduğumu sorguladı. Sonra yatağına yattı, ama benim kitap okumama izin vermedi, yatağındaki ayısına ve filine kendisi kitap okudu. Kitap okudu diyorum, çünkü resmen ezberlemiş artık, hangi sayfada ne anlatmasını gerektiğini biliyor ve o sayfayı çevirdiğinde, kendi cümleleriyle o hikayeyi anlatıyor oyuncaklarına

“Ayşe bütün oyuncaklar benim demiş Sevgi’ye” diyor, sonra başlıyor Ayşe’ye kızmaya, Ayşe öyle şey olmaz, bir daha böyle yaparsan size gelmem, seninle oyun oynamammmmm

“Sevgi çok üzülmüş, VE FAKAT Ayşe’ye ama ben sana tüm oyuncaklarımı verdim demiş, VE FAKAT Ayşe, hayır hepsi benim demiş” VE FAKAT nedir, nereden çıktı onu anlamadık, sürekli bu kelimeyi kullanıyor, daha edebi geliyor herhalde 
--



27 Mayıs 2014 Salı

İlk kötü lafımız- seni döverim :((

Bugün ben biraz erken evdeydim, annemle Zeynoşu alıp İstinyepark'a gitmeye karar verdik, Beroş ve Nihal'de geldi...



İki böcük skycar'da beceri(ksizlik)lerini gösterdiler birbirlerine...



D&r'da biraz kitap okuduk, dönüş yoluna çıktık...

Arabada şarkı söyleme krizi çıktı, Beren hiç ama hiç susmadan, kendi kafasına göre başladı ata tuta şarkılarını söylemeye, Zeyno sus diyor susmuyor, sus diyor susmuyor, deli damarı tutan aslan burcu Zeyno iyice delirdi, ve bomba cümleyi patlatıp, hepimizi şok etti

"Beren sus, yoksa seni döverim"

Şoka girdik hepimiz.

Beroş ve Zeyno barışıp, öpüşüp koklaşıp, bu seferde ayrılmamak için ağlayarak, ayrıldılar, ama benim aklıma takıldı, sorup durdum, sen bu cümleyi nereden öğrendin diye...

Okulda öğrenmiş :(((

Uyuyana kadar bunun çok yanlış olduğunu anlattım, ama ne kadar anladı hiç bilmiyorum :(((

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Bazen böyle şeyler olabilir anneee

Bugün anneanne Caca, Zeyno'ya sevdiği misket köftelerden yapmış... Evde önce 4-5 tane yedi, sonra tabak götürmek için karşı komşumuzun kapısını çaldık.... Zeyno illa Hazal ablası ile oynamak istedi, Hazal abla, İTÜ 2. Sınıf öğrencisi :))) tam yaşına uygun bir kanka yani :)))

En büyük hobisi Hazal ablanın ojelerini sürmesi...

Yoğun ısrara dayanamadık,Zeyno'yu verdik komşumuza, köftelerin kalanını da verdik, yedirmeye çalışın ama yemez zaten dedik...

Zeynoyla bir oyun bulmuşlar, bir köfte bir tırnağa oje... Sen öyle böyle 10 köfte yemiş kuzu, resmen şoka girdik:)))

Almaya gittik sonunda, yoğun ısrarımızla ayrıldı karşı komşumuzdan, eve geldiğinde karnı davul gibiydi, 1 koca bardak suyu da içti, sonra karnım ağrıyor demeye başladı, biz oyun yapıyor zannederken, önce suyu, sonra da köfteyi kustu :(((

Bir yandan kusuyor, bir yandan da benim her kustuğunda , korkmasın diye ona söylediğim şu cümleyi söylüyor, "bazen böyle şeyler olabilir anne, olabilir di mi bazen?"

Evet canım kızım, sen midesi küçük bir insansın, yemeye yemeğe küçücük kalmış dünyanın en tatlı ezberci maymunusun :)))


tatil kuşu :))


Dün öğle uykusuz bir gün geçirdi yine, akşam da sevgilisi Eda'dan ayrıldığında 9'u geçiyordu saat.

Eve varmadan uyuyakaldi, sabah da zor uyandi haliyle...

Uyandı ve bomba cümleyi patlattı:

"Bugün tatil di mi, daha uyuyabilirim di mi? :))) "

Sonra da vurdu kafayı yattı tekrar...



Daha 2,5 yaşındasın ve seni şimdiden disipline sokmaya çalıştığım için çok üzgünüm kuzum, ama herşey senin için... Okula sabahları zor gitsen de orada çok mutlu olduğunu biliyorum...


24 Mayıs 2014 Cumartesi

Ruh halim...

Zor günler geçiriyoruz biraz zor, hamileliğin 25. Haftasıyla artık iyice şişen göbeğim, senin göbeğinde benim kardeşim var diyen ama buna rağmen tepemden inmeyen Zeyno yüzünden artık çatlayan belim,  geçmeyen vertigo üzerine ilk defa yaşadığım hamilelik reflüsü sebebiyle sürekli kaynayan midem, tiroidin sebep olduğu sinirli halim ve ev işlerimize dair bir sürü bilinmeyenli ajanda ( bu evde oturuyor muyuz, taşınıyor muyuz, taşınıyorsak ev alıyor muyuz, kiraya mı çıkıyoruz, nereye gidiyoruz, ne zaman gidiyoruz, yok eğer oturuyorsak bu evde evi nasıl teşrif ediyoruz, odaları nasıl ve ne zaman düzenliyoruz) 

Üstüne yazımızı ada da mı geçiriyoruz, şile'den ev mi kiralıyoruz? Zeyno ile ev bakmaca telaşı...

33.ay itibariyle benlik savaşındaki Zeyno ile uğraşmaca savaşları...

Beni istemediğim, sevmediğim gergin biri yapıyor gerçekten... 

Huzur istiyorum sadece huzur...

22 Mayıs 2014 Perşembe

Birlikte uyuma sorunsalı

Zeyno yaklaşık 10-15 gündür bizimle uyuyor. Oysaki en övündüğüm durumlardan biriydi, Zeynoyu daha 40 günlükten beri kendi kendine uyumaya alıştırmış olmam. Herşey emziği bıraktığımız günlerde başladı, Zeyno bir destek istedi biz de yok diyemedik, sonra biz ingilteredeyken de babaannesine naz yapmış.

Okulu aradım, pedagog Raika hanımla konuştum. Zeyno’yu kendi
mekanında yatmaya alıştırmalısınız diyor.
Ben durumu anlattım, hamile olduğumu da söyledim.

Eğer Zeynep sizinle yatmaya alışırsa, bebek doğduğu zaman, bebekte en
azından bir süre sizinle yatacağı için, o esnada Zeynep’e hadi sen artık
büyüdün, kendi yatağında yatacaksın demek, çok daha ciddi bir problem olur
ve bebeğe karşı öfkelenir diyor (sen geldin, senin yüzünden ben yatakta
yatamıyorum diye).
Ne yapıp edin, Zeyno’yu kendi mekanında yatmaya alıştırın diyor.
Yatağındaki demirleri indirin, gerekirse, siz girin onun yatağında uyuyun,
o uyuyana kadar başında bekleyin, ama mutlaka onun mekanında uyumasını
sağlayın diyor.
Eğer sizin yatağınızda uyumaya devam ederse, bir süre sonra onu o yataktan
kaldıramazsınız ve yatakta 4 kişi yatmaya başlarsınız diyor. Bu yaşlarda
kazanılan alışkanlıkları bırakmak çok daha uzun zaman alır. Böyle bir
alışkanlık kazanmasına izin vermeyin. Sizi özlüyor olabilir, daha çok zaman
geçirmeye çalışmalısınız, ama asla birlikte uyumak doğru değil diyor.
İlgililerine duyurulur.

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Emzikli günler sona erdi sonunda


Zeyno doğduğunda beni emmedi malum, ne yaptık ne ettiysek beceremedik, daha 20li günlerinde yalancı emziği verdik ağzına, emme refleksi gelişsin diye… Sonuç Zeyno, herşeyi emdi, beni emmedi J
Tam bir biberon bağımlısı oldu, emzik olmadan asla uyumadı, ama beni yine de 1 kez bile emmedi…
Zeyno için emzik, uyumak demek oldu. Böyle bir eşleştirme yaptı kafasında… emziği ağzına aldığı anda 10 dakika da uyudu… ilk zamanlar hayat kurtarıcısı gibiydi, ama şimdi 2,5 yaşında ve ağzında emzikle uyuyan bir çocuk çok çirkin görünüyor…neler neler yapmadım ki, vazgeçsin emzikten diye…
Ucunu deldim olmadı, delik emzikten gayet keyif aldı…
Ucunu kestim, ama sonuna kadar kestim, yine de aldı onu ağzına, hatta daha da ileri gidip, etrafındaki tüm yuvarlağı ağzına sokmaya çalıştı…
Ucuna sumak eksişi sürdüm, keyif aldıJ
Ucuna saç koydum, temizle diye verdi elime, geri aldı…
2 yaşında, 0-6 ay emzik verdim, bana mısın demedi…
Alışkanlığı Avent emzik dedim, vazgeçtim, chicco verdim, çok sevdi…
Ankara’ya en son gittiğimizde, emziği evde unuttum, orada başka bir marka aldım, bayıldı… eve geldik eski emziğini buldu, 1 olan emzik sayısı 2 oldu, geceleri kıyametleri kopardı, 2 mememi de istiyorum diye ağladı durdu…
Nasıl oldu anlamadım, önce okulda emziği bıraktı… Esra öğretmen, ben konuştum Zeyno ile okulda emzik vermiyorum artık dediğinde, resmen şoka girdim… Zeyno okula başladı (Eylül ayında) ve kasım ayında orada emzik kullanmayı bıraktı, Esra öğretmen okula emzik yollamayın, çantasında olduğunu bilmesin dedi… Ama bu sefer okulda emzik emmeyen Zeyno eve gelir gelmez, teyzesinin üstüne atlayıp, mememi ver diye huysuzluk yapmaya başladı… zavallı kadıncağız bazen dayandı vermedi, bazen dayanamadı verdi emziği Zeyno’ya…
Yaklaşık 3 hafta önce, Zeyno, Beren’in tırnaklarında pembe ojeler gördü, deliye döndü… Bende istiyorum diye… Olmaz dedim, Beren, memesiz uyuduğu için annesi ona sürmüş, sende memeyi bırakırsan, sana da süreriz dedim… sustu, hiçbirşey demedi… benim ojem yok, çünkü benim memem var dedi, oturdu J
2 hafta önce İlker İngilteredeydi, Esra öğretmen ile konuştuk ve eve yalancı bir kamera koymaya karar verdik… (kamera yapmak için a4 kağıt alınır, külah şeklinde katlanır, odanın tepesinde tavanda, görünen bir yere bantlanır J)
Eve geldik, akşam tüm rutinimizi yaptık… Sonra ben Zeyno’ya bu evde bir kamera olduğunu ve Esra öğretmenin bizi izlediğini söyledim… Esra öğretmene uzun uzun el salladık, ama o niye bize el sallamıyor diye hayıflandık durduk (bu aynı Vizontele’deki Cem Yılmaz’ın, Zeki Müren’de bizi  görecek mi repliği gibi oldu). Yok kızım dedim, o seni görüyor, bu akşam yaptıklarını sana yarın okulda anlatacak… epey uzun konuştum… Kameraya baktık, el salladık, emziksiz ağzımızı uzun uzun gösterdik kameraya… Yatırdım yatağına, bana süt yap dedi, tamam dedim, sütü yaptım, getirdim,  senin yatağında uyuyacağım dedi… uyuduk, emziksiz, gece hiç uyanmadı ve emzik istemedi…
Ben akşam boyu yaptıklarımızı bir kağıda yazıp, okul çantasına koydum, Esra öğretmende bizi izlemiş gibi anlatmış Zeyno’ya, sen dün şöyle yaptın, böyle yaptın diye, kesin emin oldu, Esra öğretmenin onu izlediğine… Esra öğretmen, Zeyno’nun yanında, “Cansu hanım, Zeynep sizin odanızda da bir kamera olduğunu bilmiyormuş herhalde, bu gece kendi yatağında uyuyacak” dedi. J
Eve gelir gelmez, Zeyno görmeden bir kamerada benim odama taktım a4 kağıdından… evdeki kameralara bakıp durdu, Esra’ya el salladı, ağzını gösterdi, bak emzik yok diye… J Bu sefer akşam kendi yatağında uyudu… beni kapıda oturttu sadece…
Yine yaptıklarımızı yazdım, yolladım okula… Zeyno eline kocaman bir yıldız kazandı… Gururla gösterdi akşam bana…
3-4 gece daha bu düzen devam etti… Haftasonu geldi, Cumartesi günü kuaföre giderken, onu da götürdüm… Artık memesiz uyuduğu için tırnaklarına oje sürdürdük, resmen deliye döndü… yolda gördüğü herkese tırnaklarını gösterdi, memesiz uyuduğum için dedi J
Dün gece ilk defa Nurcan annemlerde uyuduk… Ben her ihtimale karşı kamera yaptım yine 1 tane eğer uyumazsa, “aaa bu evde de kamera varmış” demek için, ama hiç lafını bile etmedi memenin ve uyudu (ama tabi benimle birlikte)…
İlk emziksiz geceden beri tam 10 gün oldu… Artık emziği bırakmış olduğumuzu söyleyebilirim sanırım… tek kötü huyu, beni yada babayı kapıda oturtmak oldu, ama onu ara ara yapıyordu zaten… buaralar hayatındaki bu kadar büyük bir alışkanlığı bırakmış olduğu için, ben de ona destek olmaya çalışıyorum, ve biraz geceleri anlayışlı davranıp, uyuyana kadar odasında oturuyorum…
Maç sonucu: Emzik 0, Cansu anne 1 J

Cezalı Zeyno


Dün bomba bir gün yaşattı bize Zeyno, 5 günlük anne-babanın İngiltere kaçamağından sonra (bakınız: https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=3548964674567833386#editor/target=post;postID=5618017118371552055;onPublishedMenu=posts;onClosedMenu=posts;postNum=0;src=postname)

Zeyno gayet neşe ile karşıladı bize… Güzel bir Pazartesi günü geçirdik dopdolu…  İlk alarmı akşam eve gelip yatağına yatmayarak verdi, neyse dedik özlemiştir bizi, uyuyalım birlikte, sarıla sarıla uyuduk…

Dün okuldan eve gelmiş ve bombalar silsilesi başlamış;

Önce parktan eve gelmek istememiş. Üstelik artık teyzesi, 15-20 dakika boyunca hadi kızım demesine rağmen gelmeyince, annen kızacak ama demiş. “Ara annemi ben söylerim” demiş (bu cümle bence gerçekten çok tehlikeli)!

Sonra parktan eve gelmişler, doğru banyoya, ve daha İngiltere’den yeni aldığım, bulabildiğime çok ama çok sevindiğim, Loreal Kids 2’si 1 arada şampuanı sen al, tüm banyoya boca et… Yani parası cidden önemli değil, ama o şampuandan burada yok yaaaaaa… Teyzesi deliye dönmüş, çok kızdım sana, anne çok kızacak demiş. Bizimkinden bir bomba daha, “ara annemi ben söylerim”!

Biz eve geldik, teyzesi ile yine dalaşıyorlardı, neymiş yatağını boyayacakmış, çünkü o yatak Zeynep’in yatağıymış (bir önceki akşam, ben sizinle yatıcam, bu yatak bebek yatağı, onu kardeşime vericem diyordu), birden vazgeçti, yatak onun yatağıymış. Almış eline (iyi ki; kurşun boya kalemlerini), tüm mobilya kısımlarını çizmiş durmuş. Biz geldiğimizde, hala iş üstündeydi.

Son olarak dememe gerek yok, yemeğini yemedi tabi ki…

Akşam kendimizce ona bir ceza verdik (ceza vermek ne demek ona anlattım, Zeynep bu akşam senin istediğin hiçbirşeyi yapmayacağız, çünkü sen bizi çok üzdün dedim)…. İstedikleri yapılmayınca iyice hırçınlaştı ama yine de geri adım atmadık…

Akşam en son, dedesi ve Caca ile skype’da konuşurken, onlara cezalı olduğunu anlattı J

Bunun üzerine, bugün sanırım biraz ders almış çünkü çok akıllı bir gün geçirmiş.

Parkta oynamışlar, sonra kendiliğinden teyze eve gitme saatimiz geldi mi demiş J

Eve gelmişler, oyuncakları ile oynamışlar. Biz geldiğimizde odası topluydu J

Akşam yemeğini süper yemiş, biz geldiğimizde bizimle sağlıklı abur cubura (fındık, ayran, çubuk kraker)  devam etti, gayet iyi bir performans sergiledi.

Sürekli ben bugün akıllı durdum dedi, bir de anne mutlu oldun mu, baba mutlu oldun mu diye sorup durdu… Sıpa, herşeyin nasıl da farkında J

Son olarak, sadece kendi yatağında yatmak istemedi yine… Biliyor annenin kuralları bozmadığını, bana diyor ki, hadi sen git, bilgisayarla çalış, babamla biz uyuycaz… J

Babası ile yattılar, artık emzik almadığı için resmen çenesi düşüyor, konuşup duruyor J

En son babası, Zeyno biraz daha konuşursan, seni kendi yatağına götürücem demiş, önce susmuş, sonra birden babayı can evinden vuran o cümleyi söylemiş : “ama baba susamam ki, daha dua mı etmedimmmmmm J Allah’ım annemi koru, babamı koru, kardeşimi koru, beni koru, nurnuru koru, dedemi koru, cacayı koru, cemal dedemi koru, berkeri koru, alperi koru, cemi koru, bitti mi, tamam, o zaman AMİN” J

Ya Zeyno sen gerçekten çok tatlı bir şey oldun artık J

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Mutlu gün bugün (Caca okusun mutlu olsun diye)

Kötü geçen haftasonundan sonra güzel bir gece geçirdik, Zeynonun hiç ateşi yükselmedi... Gece boyu 400 ml süt içti ( yumurtalı, muzlu, pekmezli sütü dayadık, midesi bayram etti)... Üstüne üstlük sabah teyzesi yumurtasını da yedirmiş :))

Doktor kontrolümüz gayet güzel geçti... Vertigom oldukça hafiflemiş, Çarşamba günü ingiltere vizemi doktordan almış oldum, yolcudur abbas bağlasan durmaz artık :))) 

Şeker testimi yaptırdım, sonuçları bekliyoruz..,

Detay ultrasonda, Atıl hoca 2 hafta önce bebeğin kalp ritminde ekstrasistol denilen, yani fazla kalp ritmi atımı sorunu görmüştü( evet Caca bunu sana söylemedik, yine üzülürsün diye, iyi ki söyleyip üzmemişiz seni), bugün yeniden ritm dinlendi ve çok iyi gördü Atıl hoca, no panic yani :)))

Görüyorsun Cavişim, bir iniyoruz bir çıkıyoruz, yağmurlar yağıyor, sonra pırıl pırıl güneş açıyor, bir döküyoruz yaprakları, bir açılıyoruz yediveren güller gibi, sen bizi düşünüp üzme kendini, sen iyi ol, bizim hep başımızda ol... 

11 Mayıs 2014 Pazar

Anneler günü bize uğramadı bu yıl...

Bu yıl anneler günü hiç ummadığımız gibi geçti...Ateşi devam eden Zeynonun boğaz ağrısı top yaptı, üstüne üstlük yanağını ısırdı ve 3 kez üst üste kanattı... Antibiyotiğe alışık olmayan vücudu hemen olumlu reaksiyon gösterdi, boğazlar bugün dünden çok daha iyi oldu, ama yanağının acısından resmen çıldırdı, bir de boğazı ve yanağını ayıramadığı için sürekli ağzım acıyor benim diye ağladı...

Tam olarak rekora koştu, 36 saatte sadece 4 kaşık çorba içti, o da kuaförde sürülen kırmızı ojenin hatrına :)) 

Bu 36 satte su bile içmedi, öyle ki sabah taktığım bezini öğleden sonra 5 te değiştirdim ilk defa, nasıl olduğunu anlayamadığımız bir şekilde kaka yaptı...

Yolda babaanneye giderken birazcık uyuya kaldı, yanımdaki çikolatalı sütü biberonla dayadım, 100 ml içirebildim... Babaannede yapmadığı nazı bırakmadı, sadece 1 çay bardağı su içti hepbirlikte sevindik...

Eve geldik, tutturdu yine sizin yatağınızda uyuyacağım diye, yatar yatmaz uyudu, 2 saat içinde 200ml sütü uykusnda içti... İt gibi aç resmen, ama hem inadından hem ağrısından yemedi... ( bu arada artık kendi yatağından atlayarak iniyor, hayatımızda yeni bir dönem başlıyor, hepimize hayırlı olsun) :)))

Velhasıl sinir bozukluğu içinde bir haftasonu geçirdik, o ağladı ben ağladım, o yemedi ben ağladım, kucağımdan inmedi, belim koptu dayandım, başım döndü dayandım... Hiç ama hiç yaşamayı beklemediğim bir haftasonuydu, geldi geçti, bu sene anneler günü, bizim eve uğramadan bitti :((

Yarın önce vertigo kontrolüm sonra şeker yüklemem ve sonra da bebeğin kalp ritmi kontrolü var... Bakalım hepsi için sakin bir hafta geçirmiş olmam gerekiyordu (!) , ben bırak sakin bir haftasonunu doğru düzgün uyumadım bile... Bakalım yatın kontroller nasıl geçecek???? :(((

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Ateşli piliç sahnelerde...

O kadar iyiydi hiçbir şeyi yoktu uzun zamandır, okula gidip geliyordu, benim vertigolu, baş dönmeli günlerimde hiç sorun çıkarmıyordu.

Perşembe gecesi İlker geldi ve o da ne, cuma sabah Zeyno ateşler içinde, ne yapacağımızı şaşırdım resmen, okula gidemedi tabi, biz mecburiyeten işe gittik, erken dönmeye çalıştık eve... Üstüne üstlük tüm aksilikler birbirini buldu, benim vertigomun üzerine Zeynonun ateşi yetmedi bir de üstüne Dudullu'da kaza yaptım... Önüme aniden ara yoldan çıkan acemi araba yüzünden fren yaptım arkamdaki tepeme çıktı:((

Cumartesi sabah soluğu Acıbadem de aldık, çünkü Zeyno ilk defa şikayetinin tam olarak ne olduğunu söyledi bize, boğazım acıyoooo diye ağladı durdu... Iyi ki gitmişiz hastaneye çünkü bu sefer sorun sadece ateş değil aynı zamanda kuvvetli bir boğaz enfeksiyonuymuş, 10 gün süreyle günde 2 kere augmentin antibiyotik verdi doktor, kendi doktorumuz Zekai bey ile de telefonda görüştük, tedaviyi onayladı, ilacın dozu biraz yüksek ama daha azı da etki etmeyebilir dedi, yan etkisi sadece ishal olabilir dedi, yoğurt yönünden bol beslemeye çalışın dedi, yemezse yemeklerine günde 1 defa reflor koyun dedi... Yoğurt yemek ne mümkün Zeyno bugün hiç bir şey yemedi, boğazım acıyor diye su bile içmedi:(( 2 defa kustu, içinde kusacak su bile yok çocuğun :(( 

Üstüne üstlük bir de yanağının içini ısırmış o da acıyor :((

Antibiyotiğin etkisiyle umarım yarın biraz boğazı geçer, biraz birşeyler yer :((

Şimdi burnu da dolmuş, horlaya horlaya uyuyor babasının koynunda :)))

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Vertigo Canavarı


Ne olduysa Perşembe gecesi oldu, rüyamda sabaha kadar düştüğümü gördüm, arada “alla alla acaba başım mı dönüyor” diye düşünerek uyanmaya çalıştığımda gözümü bile açamıyordum, sabah kötü bir gece geçirmiş olduğumu düşünerek kalktım, 1 mayıs tatili sonrası, dinlensek mi çalışsak mı diye çok düşünüp, sonra işleri biraz hafifletelim diye düşünerek çalışmaya karar verdik, Zeyno’yu okula götürdük ve işlerimize koyulduk… hatta sabah ofise gelince de insanlara (2 mayıs günü çalışan az bir azınlığa) J, dün gece sabaha kadar rüyamda düştüm durdum bir yerlerden dedim…

1-2 saat sonra, lavaboya gitmek için kalktım yerimden, kulağımda telefon Dudu teyzeyle konuşuyorum, tuvalete gittim kapıyı kapattım ve dünya resmen başıma döndü… En son Duygu bayılıyorum dediğimi hatırlıyorum ve kafamı kapıya çarptığımı… Resmen o  1 metrekarelik alan başıma yıkıldı, nasıl dönüyor başım, ben duruyorum, dünya dönüyor resmen, böyle bir şey olamaz… o anda gözüm telefona çarptı ve telaşla M arama tuşundaki asistanımı arayabildim… herkes koştu geldi başıma…

Derya beni hastaneye götürürken hala kötüydüm… acil doktoru, kulak-burun-boğaz bölümüne sevk edince epey bir şaşırdım önce, sonra doktor Erkhan bey geldi, size bir test yapacağım dedi, bazı ufak boyun hareketleri yaptı, o anda durmuş olan başım, tekrar dönmeye başladı…  Kulağımın içindeki kristaller oynamış yerinden…

Hamile olduğum için ilaç kullanamıyorum, manevra denilen, CRM adında bir tedavi uyguladı bana… Resmen 50 katlı bir gökdelenin tepesinden düşüyor gibiydim… Meğerse benim orta kulağımda durması gereken kristallerim, alt kulağıma kaçmış, onları bu manevra ile yerine oturtmaya çalışmış, bana bir boyunluk verdi, 3 gün sonra göreceğim sizi dedi… 3 gün, boynumu olabildiğince dik tutmam, başımı eğmemem, sağa-sola bakmamam- başımı yukarı çevirmemem gerekiyordu… tabi ne kadar yapabildim, çok az L gece de 30 derecelik bir açıyla uyumam gerekiyordu, gecenin başları 30 derece ile başlasa bile, sabaha karşı açı 10 derece düşüyordu yine… Pazartesi günü gittik, geçmemiş :L

Erkan bey yeniden bir manevra yaptı ve 2 gün hareket etmeyin dedi… ama Zeyno ile hayat gerçekten çok yorucu, yine başaramadım… bugün(Çarşamba) hastaneye gittiğimde, uzanın dedi, yok dedim hiç uzanmayayım, biliyorum kendimi, geçmedi başımın dönmesi, bir yatın bakalım dedi, ve evet geçmemiş, göz bebeklerim yine fıldır fıldır döndü… bu sefer manevra uygulamadı, bazı boyun egzersizleri verdi, yatağın ortasında dik olarak oturuyorum, önce sola sonra sağa doğru yatarak 20’ye kadar sayıyorum (arada ortada 20 saniye dinleniyorum), bu egzersizi 5 set yapmam lazımmış. İlk set tam bir felaketti, kendimi kaybettim resmen, oda başımda döndü durdu, bırak 20 saniyeyi, 2 dakika sonra kendime gelememiştim hala… korkumdan kalan setleri yapamadım, akşam Nurcan annemlere gideceğim, evde onların yanında yapacağım, tek başıma bu hareketleri yapmak biraz riskli geldi bana… düşer bayılır kalırım evde L

Üffff bu vertigo denen şey nereden çıktı bilmiyorum,,, Allahıma üzerimdeki huzursuzluğu alması için dualar ediyorum… çok bilinmeyenli denklemler içinde kayboluyorum… herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüyorum… deliler gibi kendimi dinlemeden/nefes almadan çalışıyorum… bebekle ilgili endişelerim var, Zeyno’nun peşinde gerçekten çok ama çok yoruluyorum… ve en sonunda vücudum bir yerden patlak veriyor…

Şu vertigo belasından bir an önce kurtulmak ve baş dönmesiz hayatıma yeniden kavuşmak istiyorum…


1 Mayıs 2014 Perşembe

İttirgeç günleriniz başlıyor

Zeyno'ya geçen yıl Barselonalardan taşıyıp getirmiştik bu scooter'ı... Pepee'nin yeni bölümlerinde bu scooterın adı oldu ittirgeç :)))

Geçen yıl hiç binememişti, bu yıl ilk defa bugün çıktı üstüne, daha dışarı çıkacak cesaret ve yeteneği yok, önce evde epey bir prova yapması lazım...

Zeyno ve ittirgeç günleri başlamıştır...