Hayatımda yeni bir döneme giriyorum, artık 20’lere veda zamanıdır. İyi ki doğdum, gördün mü bak 30 oldum derken, bu güzel yaşımı, özel yaşımı, çok sevdiğim dostlarımla, güzel bir akşam eğlencesi ile kutlamak istedim… ama katılımcı listesindeki 10 çiftin 7’sinin bebeğinin olduğunu fark etmemizle, daveti bir akşam eğlencesinden Pazar brunch’ına taşımaya karar verdik…
2 hafta boyunca araştırdık, çocuklarla birlikte rahat edebileceğimiz, hava iyi olursa dışarıda oturabileceğimiz, kötü olursa içeride sıkılmayacağımız, hem kahvaltısı hem öğle yemeği alternatifleri olan bir yer aradık ve sonunda Suadiye Palma D’oro’da karar kıldık. İyi ki de burada karar kılmışız, çünkü gerçekten 20 kişiyi ve 6 veledi çok güzel bir şekilde ağırladılar. Şansımıza hava da muhteşemdi, çok güzel bir gün geçirdik…
Bu güzel günümde bizi yalnız bırakmayan 20’li yaşlarımın en özel insanlarına çok ama çok teşekkür ediyorum…
Deli Zeyna ve Tosun Efe’nin fotoraman tadındaki maceralarını Dudu teyze çok güzel yazmış direkt oradan çalıyorum :)
İşte Tosun Efe ile Deli Zeyna'nın fotoroman tadında kahvaltı macerasından görüntüler.
Efe: Nee.. yemek miii.. Olmaz Zeyno, yemem lazım. Daha çok büyüyüp seni daha iyi sarabilmek için yemek yemeliyim, kuvvetli olmalıyım.. Bu arada senin ellerin ne güzelmiş öylee..
Efe: Annem nerede yaww? Benim meyve püresi saatim geldii.. Üff benim yemek yemem lazıııımmm..
Zeyno: Bu denizkızı çok güzel bir oyuncak yaa..Ben yemek yerine bunun saçlarını yesem olmazmı ki acabaa? Bu tosun da oyunbozan çıktı, yine hapur hupur götürecek yemekleri..:(
Efe: Zeynooo, o denizkızını bana veerrr.. Bak boğazına yapıştım, anne-baban görmeden ver çabuk kız..
Zeyno: İmdaaatt!!Dudu teyzeee..yetiş nolur, tosunun meyvesini yedir çabuk, yoksa o beni yiyecek..!!
Efe: Zeynooooooo.. çıkart o borazanı ağzından. Zaten dişin de yok daha.. Bak anlaşalım sen bana deniz kızını ver, ben de sana borazan oyuncağımı vereyimm.. Bu arada diş demişkeen.. sana ağzımdaki diş koleksiyonumu göstermiş miydim?
Zeyno: Ya tosun yaaa, ama bu çok lezzetlii.
Efe: Ba-baaa,baa-baaa,ba-baaaa.. yeter artık sen de çekmesene yaa..
Zeyno: Altan amcaaa, benim şöyle güzel birkaç fotoğrafımı çeker misiin? söz sana çok güzel pozlar vericeemm.
Efe: Üffff çok sıkıldıımmm.. Zeyno da sürekli şu borazanı yemeye çalışıp duruyor. Biraz benimle ilgilense ya.. Sert adamım beeennnn.. Heeeeyyyyyyyyyyttt, varmı bana yan bakan;)
Zeyno: Offf şu tosunun bakışlara bak yaa.. Sert adam valla. Borazana sıkı sıkı yapışayım da yere düşmesin, kızar mızar sonra..
Zeyno: Anneciiimm,İyi ki doğmuşsun da beni doğurmuşsuunn..
Efe: Zeyno nerde yaaa?? İlker amca da beni pek bir sahiplenmiş..Bu adam beni seviyor galibaa.. İlker amcaaaa, sana baba diyebilir miyiimm?
Edişko: Baba en tatlı benim değil mi? Ben tatlıyım sonra Neyno tatlı değil mi?
Babası: Evet kızım, sen ne dersen, evet kızım :)
Edişko: Annecim az önce babama sordum en tatlı benmişim doğru mu?
Annesi: doğru kızım, sen ne dersen doğru :))
Zeyno: Yaaa Ece, bir yerinde durmuyorsun, zaten Beroş'um da gelemedi, bu sefer de İngiltere'ye gitmiş, kendi dilinde konuşan insanların hepsi oradaymış sanırım
Ece: ya Neyno, masanın üzerinde cam şişede su gördüm, sanırım annem benim için almış :)))
Berk: Ya baba çok mutsuzum parti var dediler kalktım geldim, annem yine bana haşlanmış havuç ve kabak yedirdi, bakın artık gerçekten kızıyorum...Küsücem, yemek yemiycem... Zaten çok uykum geliyor, gözümü bir türlü açamıyorum, üffff anneeeeee süttttt