30 Nisan 2014 Çarşamba

Kanka Eda...



Babalar, Kavacıktan bir toprak aldı, hepimiz nasipleniyorız :)))

Pazar günü Mehmet'in doğumgününden sonra, bahçeye gittik, Zeyno ve Eda dopdolu bir öğleden sonra geçirdiler sarmaş dolaş, Zeyno yine Eda'dan ayrılırken ortalığı birbirine kattı... Artık gerçekten her geçen gün daha da iyi arkadaş oluyorlar...






Kinder Zeyno :)))





Pazar günü teyzemin biricik torunu Mehmet bebeğin doğumgünündeydik, muzur Mehmet çok ama çok tatlıydı yine, herşeyin en incesini düşünen Ayşegül çocuklar için çok güzel bir sürpriz hazırlamıştı... 23 Nisanda migroslarda kinder stand açmış çocukların fotoğraflarını kinder çikolatalarının üzerine basmış, Ayşegül'de tüm çocuklara yaptırmış, eyyyy Kinder yetkilileri benim kızım sizin reklamlarınızdaki çocuktan daha şirin değil midir yaaa :))))


Kafasız kitap...

Bu ay bebeğim ve biz dergisinden bu kitap çıktı, doğum sonrası kilolardan kurtulmaklaalakalı, Zeyno ve kitap üzerine yorumları:

Aaaaaa bu kadının kafası yok, neden yok?




Bunları yememiş,ondan kafası yok, bunları yemezse kafası olmaz zaten...




Veeeeee bunları yemiş kafadı olmuş, zaten bunları yersek kafamız olur, yemezsek olmaz...




Anne ben bu gece bu kitapla uyuyabilir miyim? :))

24 Nisan 2014 Perşembe

4 çiçek ve 1 böcek...

Geçenlerde annem İstanbul'a geldiğinde, Nurnur'a gitmiştik, salona vuran güneş güzel olunca, bayanlarda birbirinden tatlı olunca, bu güzel kare çıkmış ortaya,,, 


Zeyno @pepsicococoooo



23 nisan’da hem İlker’in hem benim şirketimiz çocuklar için bir şenlik düzenledi, ama bizim şirket 5 yaş itibariyle çocukları kabul ettiğini söyledi, Pepsi öyle bir şart koymayınca, Zeyno’da babasıyla şirketin yolunu tuttu bugün.

Sabah evden çıkarken teyzesine günün planına yaparken, aynen şunları söyledim. Saat 11:30 gibi yemeğini yedirin, 12’de yatağına yatırım, uyumasa bile 2’ye kadar yatsın yatakta, almayın, orada dinlensin dedim, saat 2:30’da babası gelip alacak evden.




Saat 12’de yatmış yatağa uyumuyor, teyzesi uyu diyor, uyumuyor, niye uyumuyorsun demiş teyzesi, “annem yatsın uyumasın isterse dedi” ya demiş , bir de “uyursa işe gidemezmiş”  canım benim heyecandan uyuyamadı herhalde… Çok ama çok eğlenmiş şirkette, yavrum şirketi böyle eğlenceli bir yer sanıyor işte…  14 tane misket köfte yemiş, 2 tane çikolata yemiş, çilekli dondurmayı sevmemiş, dışındaki çikolatayı yemiş… Lolipopları babasına vermiş, bunlar babalar için demiş, hediye verilen stickerları heyecanla almış,,, babasının masasında oturup, çizimler yapmış, doya doya karıştırmış…

Akşam benimle buluştuklarında hala heyecanı geçmemişti, resimlerini heyecanlı heyecanlı gösterdi bana. En çok aklında Minnie kostümü giymiş abla ve sihirbazın beyaz küçük tavşanı kalmış (tabi yavrum sihirbazlık numaralarını anlamamış), eee tabi söylememe gerek yok, tabi ki yüzünü de kedi kız olarak boyatmış  acaba bu kedi kız takıntısı ne zaman geçecek...




23 nisan kutlamaları @Rahmi Koç müzesi

İlk defa geçen yıl 23 Nisan’da Rahmi koç müzesine gitmiştik, biz burayı çok ama çok seviyoruz… bu yıl yine birkaç alternatif konuştuk ama en sonunda Rahmi Koç müzesine karar verdik. Zeyno’nun kuzeni Bora ve kankası Berk’de eşlik etti ona. Berk’in annesi İrem çalışınca, Onur hem analık hem babalık yaptı Berko’ya  :)



Saat 11 civarında oradaydık, kapıdan girer girmez Türk bayrakları verdiler ellerimize, günün anlam ve önemini bir kez daha anlattık. Her zamanki gibi önce çalışan elektronik aletler ile biraz zaman geçirildi bir şey anlamasalarda düğmeler ve elektrik akımını anlatan renkli ışıkla izlendi… sonra çocuk atölyesine çıkıldı, en çok İlker bebek ve Onur bebek eğlendi… İkisi de ne kadar başarılı birer fen insanı olduğunu bize bir kez daha kanıtladı  Zeyno, balon yapan aletten, Berk satranç tahtasından ayrılamadı.

 Bora’nın aramıza katılmasıyla, önce biraz araba müzesinde  biraz turlandı, sonra nostaljik tren turu yapıldı. Trende 23 nisan şarkılarımız, Atatürk şiirlerimiz okundu…

Beyza teyzenin yaptığı köfteler, 1942 model uçağın içinde afiyetle yendi…. Köfte yapma yarışı düzenlendi…  4’er köfte mideye indirildi, daha yok mu diye aranıldı…

En sonunda 1 civarı meydana çıkıp, asıl kalabalığa karışıldı, vosvos boyama şenliği için şansımız bir kez dana denendi, ama kabul edilmedi (mübarek, resim yapma yarışması sanki, ne olur sanki 2 çizik atsalardı arabanın üstüne)

Ama meydanda aksiyon çoktu,  yüz boyama kuyruğuna girildi, Zeyno kedi, Bora Korsan oldu, Berk ne oldu kimse anlamadı  

Balon yapan abla, onlara kılıç şeklinde balon yaptı, abartmıyorum yarım saat kılıç kalkan ekibi dövüşüp durdular.  En sonunda, atlı karıncalara ve çocuk oyun parkına gittik ve bir yarım saatte orada eğlendik. Saat 2:30 gibi, Berko evin yolunu tuttu, Zeyno bebek arabasında uyudu…

4 tane köfte üzerine, Nurnur’un  yaprak sarmalarını yiyen Bora, bir de üstüne bir sosislinin yarısını yiyip, koca bir maşallah kazandı…

Bu yıl 23 Nisan böyle dolu dolu ve çok güzel geçti… Seneye eminim çok daha fazla anlayacakları, çok daha fazla hissedecekleri bir 23 nisan olacaktır.

Dünyanın tek çocuk bayramı 23 Nisan kutlu olsun…

Aziz Nesin’in çok sevdiğim şiiri tam bugüne göre;

Öyle bir ağlasam,öyle bir ağlasamki çocuklar, size hiç göz yaşı kalmasa. Öyle bir aç kalsam,öyle bir aç kalsamki çocuklar, Size hiç açlık kalmasa. Öyle bir ölsem,öyle bir ölsemki çocuklar, Size hiç ölüm kalmasa.



23 nisan kutlamaları @Rahmi Koç müzesi

İlk defa geçen yıl 23 Nisan’da Rahmi koç müzesine gitmiştik, biz burayı çok ama çok seviyoruz… bu yıl yine birkaç alternatif konuştuk ama en sonunda Rahmi Koç müzesine karar verdik. Zeyno’nun kuzeni Bora ve kankası Berk’de eşlik etti ona. Berk’in annesi İrem çalışınca, Onur hem analık hem babalık yaptı Berko’ya  :)

Saat 11 civarında oradaydık, kapıdan girer girmez Türk bayrakları verdiler ellerimize, günün anlam ve önemini bir kez daha anlattık. Her zamanki gibi önce çalışan elektronik aletler ile biraz zaman geçirildi bir şey anlamasalarda düğmeler ve elektrik akımını anlatan renkli ışıkla izlendi… sonra çocuk atölyesine çıkıldı, en çok İlker bebek ve Onur bebek eğlendi… İkisi de ne kadar başarılı birer fen insanı olduğunu bize bir kez daha kanıtladı  Zeyno, balon yapan aletten, Berk satranç tahtasından ayrılamadı.

 Bora’nın aramıza katılmasıyla, önce biraz araba müzesinde  biraz turlandı, sonra nostaljik tren turu yapıldı. Trende 23 nisan şarkılarımız, Atatürk şiirlerimiz okundu…

Beyza teyzenin yaptığı köfteler, 1942 model uçağın içinde afiyetle yendi…. Köfte yapma yarışı düzenlendi…  4’er köfte mideye indirildi, daha yok mu diye aranıldı…

En sonunda 1 civarı meydana çıkıp, asıl kalabalığa karışıldı, vosvos boyama şenliği için şansımız bir kez dana denendi, ama kabul edilmedi (mübarek, resim yapma yarışması sanki, ne olur sanki 2 çizik atsalardı arabanın üstüne)

Ama meydanda aksiyon çoktu,  yüz boyama kuyruğuna girildi, Zeyno kedi, Bora Korsan oldu, Berk ne oldu kimse anlamadı  

Balon yapan abla, onlara kılıç şeklinde balon yaptı, abartmıyorum yarım saat kılıç kalkan ekibi dövüşüp durdular.  En sonunda, atlı karıncalara ve çocuk oyun parkına gittik ve bir yarım saatte orada eğlendik. Saat 2:30 gibi, Berko evin yolunu tuttu, Zeyno bebek arabasında uyudu…

4 tane köfte üzerine, Nurnur’un  yaprak sarmalarını yiyen Bora, bir de üstüne bir sosislinin yarısını yiyip, koca bir maşallah kazandı…

Bu yıl 23 Nisan böyle dolu dolu ve çok güzel geçti… Seneye eminim çok daha fazla anlayacakları, çok daha fazla hissedecekleri bir 23 nisan olacaktır.

Dünyanın tek çocuk bayramı 23 Nisan kutlu olsun…

Aziz Nesin’in çok sevdiğim şiiri tam bugüne göre;

Öyle bir ağlasam,öyle bir ağlasamki çocuklar, size hiç göz yaşı kalmasa. Öyle bir aç kalsam,öyle bir aç kalsamki çocuklar, Size hiç açlık kalmasa. Öyle bir ölsem,öyle bir ölsemki çocuklar, Size hiç ölüm kalmasa.

23 nisan kutlamaları @Rahmi Koç müzesi

İlk defa geçen yıl 23 Nisan’da Rahmi koç müzesine gitmiştik, biz burayı çok ama çok seviyoruz… bu yıl yine birkaç alternatif konuştuk ama en sonunda Rahmi Koç müzesine karar verdik. Zeyno’nun kuzeni Bora ve kankası Berk’de eşlik etti ona. Berk’in annesi İrem çalışınca, Onur hem analık hem babalık yaptı Berko’ya  :)

Saat 11 civarında oradaydık, kapıdan girer girmez Türk bayrakları verdiler ellerimize, günün anlam ve önemini bir kez daha anlattık. Her zamanki gibi önce çalışan elektronik aletler ile biraz zaman geçirildi bir şey anlamasalarda düğmeler ve elektrik akımını anlatan renkli ışıkla izlendi… sonra çocuk atölyesine çıkıldı, en çok İlker bebek ve Onur bebek eğlendi… İkisi de ne kadar başarılı birer fen insanı olduğunu bize bir kez daha kanıtladı  Zeyno, balon yapan aletten, Berk satranç tahtasından ayrılamadı.

 Bora’nın aramıza katılmasıyla, önce biraz araba müzesinde  biraz turlandı, sonra nostaljik tren turu yapıldı. Trende 23 nisan şarkılarımız, Atatürk şiirlerimiz okundu…

Beyza teyzenin yaptığı köfteler, 1942 model uçağın içinde afiyetle yendi…. Köfte yapma yarışı düzenlendi…  4’er köfte mideye indirildi, daha yok mu diye aranıldı…

En sonunda 1 civarı meydana çıkıp, asıl kalabalığa karışıldı, vosvos boyama şenliği için şansımız bir kez dana denendi, ama kabul edilmedi (mübarek, resim yapma yarışması sanki, ne olur sanki 2 çizik atsalardı arabanın üstüne)

Ama meydanda aksiyon çoktu,  yüz boyama kuyruğuna girildi, Zeyno kedi, Bora Korsan oldu, Berk ne oldu kimse anlamadı  

Balon yapan abla, onlara kılıç şeklinde balon yaptı, abartmıyorum yarım saat kılıç kalkan ekibi dövüşüp durdular.  En sonunda, atlı karıncalara ve çocuk oyun parkına gittik ve bir yarım saatte orada eğlendik. Saat 2:30 gibi, Berko evin yolunu tuttu, Zeyno bebek arabasında uyudu…

4 tane köfte üzerine, Nurnur’un  yaprak sarmalarını yiyen Bora, bir de üstüne bir sosislinin yarısını yiyip, koca bir maşallah kazandı…

Bu yıl 23 Nisan böyle dolu dolu ve çok güzel geçti… Seneye eminim çok daha fazla anlayacakları, çok daha fazla hissedecekleri bir 23 nisan olacaktır.

Dünyanın tek çocuk bayramı 23 Nisan kutlu olsun…

Aziz Nesin’in çok sevdiğim şiiri tam bugüne göre;

Öyle bir ağlasam,öyle bir ağlasamki çocuklar, size hiç göz yaşı kalmasa. Öyle bir aç kalsam,öyle bir aç kalsamki çocuklar, Size hiç açlık kalmasa. Öyle bir ölsem,öyle bir ölsemki çocuklar, Size hiç ölüm kalmasa.

22 Nisan 2014 Salı

23 nisan şarkısını öğrenmişler

23 nisan şarkısını öğrenmişler, bir güzel söylüyor ki,ilk fırsatta çekmem lazım kameraya...

Sanki her tarafta var bir düğün
Çünkü en şerefli en mutlu gün
Bugün 23 nisan
Hep neşeyle doluyor insannnnnn :)))

Standford girl



Standford standford olalı böyle ponpon kız görmemiştir....

Berker amcamız okulunun ponpon kız formasını hediye getirmişti bize... Geldiğinde epey büyüktü hala da öyle ama geçen hafta okuldan bir kağıt geldi, 22 nisanda kutlanacak çocuk bayramı için bir ülkeyi temsilen kostümle gelinmesini istemişler, mümkünse kendimiz tasarlamamızı istemişler ama biz onu beceremedik... Giydik standford ponpon kız kostümümüzü olduk bir Amerikalı...

Bakalım bu partinin fotoğraflarını gerçekten çok merak ediyorum :)))






21 Nisan 2014 Pazartesi

İyi ki doğdum gördün mü bak 32 oldum!!! Volume 3; sürpriz akşam

UBusene doğumgünümün en süpriz akşamı hiç şüphesiz kuzenler akşamı ve Esin'in muhteşem hazırlıklarıydı... 

Evin girişinde mutlu yıllar yazıları karşıladı bizi, birbirinden leziz yemeklerden çatladık önce ve en sonunda o büyük sürpriz pasta gerçekten tek kelimeyle muhteşemdi... Zeyno gece 12:30 da hala ayaktaydı ve bombayı evden çıkarken patlattı, yarısından çoğu yenmiş pastayı gördü ve aaaaaa ama ben pasta yemedim ki diye ağlamaya başladı, gecenin 12:30'unda Banu'ya beni şikayet ederek pastayı yemeye başladı.... 

Ama ben hiç yemedim ki, annem yedi ben hiç yiyemedim ki dedi durdu :))) zeyno sen yeter ki ye, sana hergün pasta yapayım :))))






Yanlızlık hissi

Okula sağolsun komşumuz Nihal götürüp getiriyor, okuldan hep o alıyor... Bugün bir işleri vardı, Nihal erken gelip aldı Beroş'u,,,, zeyno'yu da almaya babaannesi gitti okula... Okula girmiş ki Zeyno bir üzgün bir üzgün, ne oldu demiş, kendi kelimeleriyle snlatmış hislerini, canım benim yanlızlığı hissetmiş o küçük bedeniyle ilk defa...

Beren'in annesi beni almadı, ben tek kaldım da, ondan üzüldüm böyle demiş :((( canım kızım benim, bu beden bu ruhta oldukça sen yanlız kalmayacaksın bu hayatta, bu da sana verilmiş ilk anne sözümdür, yaz bunu bir kenera :))))

Ada vapuru yandan çarklı...

Pazar günü adadaydık...

Bu yaz kiralamak için oradan bir ev bakıyoruz... Tabi adaya hep ziyaret için gidip gelmişiz, hiç evlere gerçekten alıcı gözüyle bakmamışız, bir de satın alacak olsak şurasını değiştiririz burasını değiştiririz dediğimiz herşey kiralık evde gözümüze batıyor... Bakalım araya araya bulacağız inşallah birşeyler...

Adada günümüz herşeye rağmen çok güzel geçti, ama tabi adada sürekli yaşayan insanların neden turistleri çok sevmediklerini anladık, çünkü bir yerden bir yere gitmek için bir fayton bile bulamadık, çünkü dolmuş seferi yapmak 10-15 TL, aynı mesefade ada turu atmak 70-80TL, eeee hal böyle olunca hiçbir faytoncu almadı bizi... Merkeze indikçe evler eski ve sıkışık, yukarılara çıktıkça modern ve temiz ama ulaşım gerçekten bir sorun...Bakalım diğer adalar ile bakınmaya devam...






Mumdan yanan Zeyno...

Altında mum yaktığımız üzerinde koku veren mumlarımız var, aynısından teyzemde de varmış, tabi alttaki mum yandıkça, üstteki sıvı kokulu mum eriyor ve kokuyu o veriyor... Zeynonun aklına mum görür görmez 'iyi ki doğdun' yapmak geliyor, durrrr yanarsın dememe kalmadan, üfffledi mumu, tabi alt tarafı üfflerken, yüzü üst taraftaki sıvı kısıma değidi, ve yandı :((( bütün yüzü mum oldu, Allah'ım aklım çıktı, neyseki birşey olmadı, yıkadık yüzünü, bepanthen sürdük... Hafif biraz kaş yolunmasıyla atşattık, bu küçük görünür kazayı... Ama çok korktu, çok ders aldı, herkese anne anlatsın diyor, anlattırıyor, bir daha ' iyi ki doğdun' yapmadan önce bana soracakmış, bakalım göreceğiz :)))


Hamile kıyafeti nerede bulunur?

İlk gebeliğinde gerçekten büyük bir sorundu bu benim için, bu sefer daha hazırlıklı yakalandım, ama yine de gardırobuma her gün yeni parçalar ekleniyor… Hamile de olsam, bu aldıklarımı sonra giyeceğimi de bilsem, alamadan duramıyor insan 

Unutulmaması gereken hamile kıyafet satan yerler şunlar : 

·        Gebe, bence ilk sırada yer alıyor, fiyatlar çok yüksek ama kesinlikle çok modern ve çok güzel… Ben şimdiden doğum  pijamamı bile buradan aldım… Hele ki, esprili t-shirtleri bence bir harika… hem de gerçekten kaliteli, geçen seferki hamileiğimden kalan t-shirtlerin hala boyaları bile çıkmadı. 
·        LcW, ucuz ve modern… Hele ki hamile kıyafetlerinin 9 ay giyinileceği düşünülürse, ama kesinlikle çok kalitesiz, geçen seferden kalan hiçbirşeyi giyemiyorum  ama bu sefer yine pantolonlarımı ve bir tane kotumu oradan aldım. 
·        Defacto, hamile kıyafeti satıyormuş, geçen gün internette gördüm, hem de fiyatlar LcW gibi, ama henüz hiçbirşey almadım. 
·        H&M, ilk hamileliğimde ürünleri burada yoktu, ben Almanya’dan 1-2 pantolon almıştım, hala giyiyorum, artık Türkiye’de gelmiş, bence çok güzeller… 
·        GAP maternity, henüz Türkiye’de yok sanırım, ama Amerika’da kreasyonu süperdi. 
·        C&A, hamile koleksiyonu, hem uygun, hem modern,,, öneririm… Buarada çocuk için de özellikle saf koton serisi bence bir harika… Özellikle benim gibi küçük doğuran ve ilk 2 ay ne giydiricem diye sorun yaşayan insanların imdadına 0-1 ay kıyafetleri ilaç gibi geliyor (şimdi 0-3 ay giysin ne olacak diyorsunuz ama Zeyno, 0-3 ay kıyafetleri 4. Ayında giyebilmeye başlamıştı ve ben onun üzerinde o bol kıyafetleri her gördüğümde, sinirim bozulup ağlıyordum, bu çocuk niye küçük böyle diye) 
·        Ebru maternity, ilginçtir, adı kötü ama pek çok şey olan bir site… Bakırköy’deki mağazalarından bir kere tesadüf bir iki bluz almıştım geçen sefer, hala severek giyiyorum. 
·        İç çamaşırı ve gecelikler için Chezmam by Chezelle’yi tek geçiyorum, geçen seferde oradan almıştım, yine oradan alacağım, lohusa takımlarımı ve iç çamaşırlarımı. 
·        Unnado ve limango’da yakalayabileceğiniz, ama benim henüz hiçbirşey almadığım bazı markalar: seze mom, gor&sin maternity, bellamom, leileo, momidea, bebefox, babyjem….

14 Nisan 2014 Pazartesi

İyi ki doğdum gördün mü bak 32 oldum!!! Volume 2; EY Girlssss

Bu sene tam 10 nisan'ı yani asıl doğumgünümü, şirketten arkadaşlarımla kutladım...

Seno'nun haftalar öncesinden ayırttığı Yeni Lokanta rezervasyonu, günün anlam ve önemine uygun süper bir akşam yaşattı bize... Tadına doyamadığımız tadım menüsü tek kelimeyle mükemmeldi gerçekten... Yine gitmeli, hep gitmeli...Bu kızlar bir arada uzun yıllar sürmeliiiii




İyi ki doğdum gördün mü bak 32 oldum!!! Volume 4; büyük kutlama

Kocam diye demiyorum pek beceremez böyle süpriz işlerini ama bu sefer iyi kıvırmış, Dudu yardım etmiş sanırım... İlker sadece haftasonu bir yerlere gidiyoruz dedi...

Cumartesi sabah Duygu' ları yoldan alacağımızı öğrendim, yola tam çıkarken de Ünlü'lerin de bize katılacağını... Getçekten süpriz bir haftasonu oldu bana... Cumartesinin tüm rüzgarına karşın pazar günü mükemmel bir hava yaşattı Ağva bize...

Bacassier hotel çocuklarla gitmek için çok doğru bir tercihti, hemen odanın önünden fırlayıp çocuk parkına attılar kendilerini, biz de akşam onları uyutup kapı önü sohbeti bile yapabildik...gitar çalan bir misafir cumartesi akşamımızı keyiflendirdi ateşin başında... 3. Pastamı da dostlarla üffledim bu yıl en başta sağlık dileyerek ve tabi hep bir arada hep beraber olabilmeyi de...

Sevgili Yamanlar ve Ünlüler ve tabi ki canım kocam, sizler iyi ki varsınız, iyi ki hayatımdasınız... Daha nice 32'lere hep birlikte...

Not: seneye Onur'un 39. Yaşını da birlikte kutlarız inşallah:))))))



Kaydıraltan düz kaymak mı? Cık cık, ne kadar keyifsiz bir eylem! Kaydıraktan ters kayılır, hopppp çimlere yuvarlanılır ;)))





Günün üç bomba diyalogu

Bugün Zeyno'yu banyoya sokacağım, aramızda geçen diyalog

Zeyno: anne sen suyu hazırla, ben de o sırada odamda kitap okuyum, tamam mı? Tamam. Zaten anneler banyoyu hazırlarken çocuklar hep kitap okurlar, anne banyo hazır diye bağırınca, çocuklar memelerini yatağa hırakıp, banyoya koşarlar, bu hep böyledir di mi?
Annesi: tabi tabi, yüzyıllardır böyledir ;)))

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Bugün Zeyno' yu babası uyuttu, aralarında geçen diyalog

Zeyno: babalar kızlarını severler mi?
Babası: evet çok severler, ben de seni çok severim
Zeyno: kızlar da babalarını çok severler, sakalı olmasa daha çok severler, çünkü batar, annenin sakalı yok, babanın var!!!!

Yazarı annenin notu: ohhh olsun sana baba İlker, anası kestiremiyor sana o sakalları, kızı kestirecek :)))



Xxxxxxxxxxxx

Benzetme kraliçesi Zeyno:

Zeyno: Anne bu biberon top gidi :)
Anne: gidi ne kızım, gibi mi demek istedin?
Zeyno: evet işte top gidi yani, bir de lilan gidi
Anne: lilan nedir?
Zeyno: yerlerde gezer
Anne: yılan olmasın o
Zeyno: evet işte lilan, bir de kaptan gibi
Anne: kaptan yani gemideki gibi mi?
Zeyno: hayır, kedi gidi yani
Anne: tamam anladım, kaplan o
Zeyno: evet kaptan işte :))))


8 Nisan 2014 Salı

Yeni kitaplarmız....

Kitap kurdu ananın kitap kurdu kızı...

O kadar çok kitap okuyoruz ki buaralar... Pisi kedi serimizi Prens bey için kaldırdık, adım adım kitaplarını da öyle... Bir de 0-2 yaş için aldığımız dokun hisset kitapları vardı, onları da sakladık... Bebek kaolalarda haşat oldu resmen, onların muhtemelen yenisini almak lazım :))

Yeni kitaplarımız martı çocuğun sesli kitapları hepsi ingilizce... Biz de olanlar,

Ali baba's farm
Are you sleeping ( buna bayılıyor resmen, içinde 4 tane şarkı var, hepsini yarım yamalak söylüyor. İle)
Colors ( içindeki şarkılar çok basit ve çok eğlenceli)
Numbers
One little finger
Alphabet song



Bir de mandolin yayınlarının davranış serisi kitapları var, hepsi çok ama çok güzel, pedagog Aysen Oy yazıyor biz keyifle okuyoruz...

Aramıza girme ( hamile bir anne ve çocuğu var başrolde, tam bizlik) :))
Sihirli bir kelime Lütfen ( lütfen kelimesinin önemini anlatan süper bir kitap, okula götürüyor sürekli, Esra öğretmen okumuş, o da bayılmış kitaba)
Vitaminlerin zenginliği ( resmen hangi yiyecekte ne vitamin var onu öğrendik)
Bütün oyncaklar benim ( paylaşmanın önemini anlatan süper bir kitap)
Ayaklı şeker kavanozu ( tüm şekerleri yiyen ve snnesine yalan söyleyen bir çocuğun hikayesi, süper kitap) 



Bu serinin tüm kitaplarını sırayla okuyacağız sanırım..

Ve son olarak Tubitak yayınları, resmen elinden düşürmüyor, resimler ve çizimler süper, ilk sayfada tüm aileyi tanıtıyor, Zeynep en çok bu tanışma sayfasını seviyor :))) uzun uzun anlattırıyor, sonra tek tek kendi tanıtıyor, isimlerini ve soyadlarını söylüyor :))

Tubitak erken çocuk kitaplığı serisinden kitaplarımız:

Yavru köpek
Hastanede
Doktorda
Diş hekiminde


Şimdilik bu kadar, bu kitap aşkı inşallah hiç bitmez :)))









Omnivit kiddy vitamin


OmniVit İmmu-nty Kiddy Şurup 200ml

OmniVit İmmu-nty Kiddy Şurup İçeriği:  5ml için

Çinko  ...............   15mg 
Vitamin C  ..........  81mg 
Ekinezya  ...........  70mg 
Çinko  ................. 15mg 
Beta Glukan ......... 10mg 
Vitamin C  ............ 81mg


    Bu hafta okula başladı Zeyno yeniden... Aman ne olur ne olmaz diye epeydir ara verdiğimiz vitaminlerden birine geri dönelim dedim... Kışın okula giderken sırayla immuzinc, vitaglukan, marnys ekinezya vermiştik, sonra okuldan alınca 3 ay ara verdik vitaminlere hem biraz midesi dinlensin diye... Şimdi okula başlayınca yeniden, ne olur ne olmaz diye, araştırdım doğru bir vitamin... Bu sefer omnivit kiddy'de karar kıldım, içinde aradığım herşey yeterli ölçüde mevcut, internet araştırmalarım da gayet iyi olduğunu söyledi... Ben de aldım eczaneden, 1-3 yaş çocuklar günde yarım ölçek alsın diyor, ilk gün akşam babasıyla içirdik birlikte, tadını sevmedim dedi :((( daha önce immuzinc'e de aynı şeyi söylemişti ama sonra çok sevmişti, bakalım inşallah alışır tadına, 2 ay içeriz, yaz başında kışa kadar bırakırız yeniden...

Kanka Beren gelmiş hoşgelmiş...

Okula sabah birlikte gidip akşam birlikte dönüyorlar... Bazen kavga ediyorlar ama genel olarak çok iyi anlaşıyorlar... Arabada el ele tutuşuyorlar... Okulda birbirlerini kolluyorlar... Boyları, posları aynı, huyları, suları da aynı :))) 

Bugün okuldan eve gelince ayrılamamışlar, bizim evde almışlar soluğu, yatana kadar birlikte oldular...pilavı birlikte yediler, tabi ki bezelye yemediler, 3 tane salatalık yediler, m&m'e doyamadılar... Yeni aldığım ingilizce kitaplar yüzünden kavga edip durdular... Mikrofonda sırayla şarkı söylediler :)))




6 Nisan 2014 Pazar

Zeyno ve Eda buluşması



Dün GS ve FB maçı vardı, Ankara'dan geldik, eve gitmeden kendimizi attık Ece'lere...

Maçın sonucu FB'liler için hüsran olsa da, Eda ve Zeyno için çok eğlenceli bir akşam oldu, arada bir sesleri yükselip, oyuncak kavgası yapsalar da, hiç karışmadık onlara, kendi kendinize çözün sorununuzu dedik, gerçekten hallettiler onlar da :)))

Gün geçtikte daha iyi anlıyorlar birbirlerini ve daha da iyi arkadaş oluyorlar büyüdükçe...






Ankara'dan geldik geçtik...

Dün akşam saatlerinde Ankara'dan döndük, Çarşamba günü işten çıkıp gitmiştik...

Hem ben işlerimi hallettim, hem Zeyno annemlere doydu... En iyi arkadaşı Caca ve Cece ile 4 gün tepindi durdu... 

Ankara'nın en sevdiğim yeri Kuğulu park, biz orada büyüdük,,, en güzel zamanlarınız orada geçti, hem de aşkımızın başladığı yer :)))

Şimdi kızım dolanıyor oralarda, kuğulara simitler atıyor, çok ama çok mutlu oluyor, onları süzülürken gördükçe...



Ankara'ya girişimizde çıkışımızda pastarlarla kutlamalı oldu. bu Zeyno bu Cece'yi nasıl sevmesin, sırf o üflesin diye ilk gün sebepsiz yere kestik pastamızı, son gün ise benim erken doğum günü kutlamam şerefine...sürekli Ankara'da olsam bu hamileliği de kesin +20 kg ile bitiririm ben :)))



Buarada Ankara'da çocuklu gidilecek mekan arayanlara tavsiyemdir, Balgat'taki Kesman Ciğer, 3 tane çocuk gelişimi mezunu ablası var, çocukları alıyorlar, sen restorandan çıkarken geri alıyorsun, güzel bir oyun parkı ve trombolini var, ve birbirinden yetenekli ablaları, balonlardan yapamadıkları şey yok, daha da önemlisi ikna kabiliyetleri çok yüksek, Zeyno'yu kedi adam yapmışlar, daha önce Rahmi Koç müzesinde çığlık kıyamet kaçmıştı :))) bu sefer boyatmış gelmiş kendini :)))


Kucak kucağa, sarmaş dolaş 4 gün geçirdik yine, kavuşması güzel, ayrılması zor oldu her zaman ki gibi, en kısa zamanda kavuşmak dileğiyle...


 

Tosun Efe ile Deli Zeyna Kanyon'da...


Cumartesi günü Altan'ın Eminönünde iş vardı, Dudu aldı Efe'yi bize geldi...havada kötüydü, Kanyon'a çocuk oyun parkına gidelim dedik...

Tabi biz hep haftaarası gittiğimiz için hiç kalabalık görmemiştik orayı, felakat kalabalıktı, içeride doğumgünü kutlaması vardı, 6dan sonra gelin dediler...

Biz de oyalanmak için D&R'a gittik ve çocuk kitapları reyonunda hiç ama hiç sıkılmadan 2 saate yakın zaman geçirdik...

Sonra da oyun parkında günün tüm enerjisini attılar birlikte...